Sağlık Bilim

Bilimsel veriler ışığında sağlığa dair bilgiler

Rahim ağzı yaraları (Servisit)

Halk arasında rahim ağzında yara olarak bilinen servisit en sık karşılaşılan jinekolojik problemlerden birisidir. kadınların yarısından fazlası hayatının bir döneminde bu hastalığa yakalanır. Yaşı ne olursa olsun cinsel yönden aktif her kadın servisit için uygun bir adaydır. Kasık ağrısı ve vajinal akıntısı olan kadınların çoğunda başka bir hastalıkla bir arada ya da tek başına mutlaka servisit bulunur. Belirtileri diğer pek çok hastalığa benzediği ve spesifik yakınmalar yaratmadığı için kişinin kendi kendine servisitten şüphelenmesi zordur. Genelde başka bir nedenden dolayı yapılan jinekolojik muayene ile fark edilir.

Genel anlamı ile servisit rahim ağzı dokusunun iltihabıdır. Çok büyük bir olasılıkla bir enfeksiyona bağlıdır ancak bazen irritasyon ya da travma sonrası da ortaya çıkabilir.

Belirtileri

Yumurtalık ve tubalarda abse (Tubo-overian abse)

Tanım: İlk akut salpenjit atağından sonra gelişebileceği gibi, genellikle daha önce geçirilmiş PİH’e bağlı pelvik hasarın ve yapışıkıkların oluştuğu olgularda komşu overin özellikle de ovulasyon bölgesinin infeksiyonu ve apse oluşturmasıdır. Apse RİA’ı veya tüberküloz, aktinomiçes gibi granülomatöz hastalıkları olanlarda görülebilir. Apseler genellikle iki taraflıdır ve etken olarak birden çok ajan sorumludur.

Etiyoloji: PİH ile aynıdır.

Vulva kanseri (Kadın dış genital organı kanseri)

Kadın dış üreme organlarından vulva büyük ve küçük dudaklar, klitoris ve vagen girişini içeren bölgedir. Kadınlardaki kanserlerin %3'ü vulva kanseridir. Sıklıkla menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır.

Vulva kanserlerinin büyük bir kısmı squamoz tipte kanserlerdir. Yani cildi de döşeyen çok katlı dokunun kanserleridir. Bunun dışında özel kanser tiplerinden olan Paget hastalığı, bazal hücreli kanser, ve malign melanom da vulvada görülebilir.

Vulva kanserleri lokal olarak büyüyerek çevre doku ve organlarada hasara neden olurlar. İlk önce vulvada ülser şeklinde veya tümör şeklinde ortaya çıkar. Zaman ilerledikçe vulva bölgesindeki organlara , idrar yollarına, anüse, ve vaginaya ilerler. En son aşamada lenf damarlarına ulaşarak vücuda yayılır.

ŞİKAYETLER :

Adet görme

Genç kızlıkta başlayan adet dönemi kırk yaşlarının sonlarında sona erer. Bu olaya menapoz adı verilir. Menapozdan sonra üreme organları bir dizi değişikliğe uğrarlar. Bu değişiklikler yumurtalıkların hormon salgılamasında görülen azalmaya bağlıdır. Dölyatağı daha küçülür, dölyolundaki sırtlar ortadan kalkar, dölyolu duvarları düzleşir. Salgılar daha az asit içermeye başladıkça mikrop kapma tehlikesi de o kadar artar. Çevre dokular gittikçe daha az esnek özellik kazanır. Menapozdan sonra dölyolundan gelen kanamaya tehlikeli gözüyle bakılmalıdır. Olası bir hastalık karşısında doktora gitmek gerekir.

Adet dönemi genel olarak 28 gündür. Ne var ki bu kaba bir ortalamadır ve kadınların adet süreleri büyük ölçüde değişir. Kimi kadının adet süresi 21 günken, kimilerinin 42 gün olabilir. Bundan başka bir kadının her adet dönemi de birbirine uymayabilir.

Doğum kontrolü

Çağlar boyunca insanlar istenmeyen gebelikleri ya da doğumları önlemek için değişik yöntemlere başvurdular. Bunların bir çoğu zaman zaman annenin yaşamına mal olmaktaydı. Özellikle 2. Dünya savaşı sonrasında bilimsel çalışmalar sonucu geliştirilen yöntemler bu ilkel ve can alıcı eski yöntemlerin yerini almaya başladı. Günümüzde hem kadınlar için hem de erkekler için geliştirilmiş, son derece güvenilir ve etkili metodlar mevcuttur. Gelişen tıp modern insanın kulanımına çok değişik ve her bireyin kendi ihiyacına yönelik yöntemler sunmaktadır.Buna rağmen dünyada ve ülkemizdeki çiftlerin oldukça büyük bir kısmı hala daha geleneksel, etkinliği ve güvenilirliği düşük ve hatta sağlk açısından sakıncalı yöntemlerle doğum kontrolü uygulamaya çalışmaktadır.

Doğum kontrol iğneleri (enjeksiyon)

Kolay uygulanabilir olması,güvenilirliğinin yüksek olması ve diğer yöntemleri kullanamayacak olanlarda da uygulanabilmesi her geçen gün aylık ve üç aylık doğum kontrol iğnelerinin kullanımını arttırıyor.

Aylık iğneler adetin ilk günü ,üç aylık olanlar ise adetin ilk beş günü içerisinde uygulanabiliyor.

Yan etkileri diğer doğum kontrol ilaçlarına oranla bir hayli düşük.

Ağızdan alınan doğum kontrol hapları 35 yaş üzeri ve sigara kullanan bayanlarda risk oluştururken iğneler bu grupta uygun bir seçim olarak öneriliyor.

Ağızdan alınan doğum kontrol haplarındaki kullanımın unutulması riski bu yöntemle minimuma indiriliyor.

Özellikle emziren kadınlarda doğumdan altı hafta sonra uygulanabiliyor ve bebek üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi görülmüyor. Emziren kadınlarda süt miktarı,kalitesi ve emzirme süresini etkilemiyor.

Kadın hastalıkları muayenesi (Jinekolojik muayene)

Çok kısa bir zaman almasına sadece 1-2 dakika sürmesine rağmen jinekolojik muayene pek çok kadında heyecan ve korku uyandırır. Bu endişeler özellikle ilk defa muayene olacak kişilerde doruk noktasındadır. Düzenli jinekolojik muayene kadın sağlığının vaz geçilmez bir ögesidir. Herhangi bir şikayeti olsun ya da olmasın cinsel yönden aktif olan her kadının yılda bir defa muayene olması son derece önemlidir. Bu sayede kanser dahil pekçok hastalık erken devrelerde fark edilebilir ve çok kolay yöntemler ile tedavi edilebilir.

ÖYKÜ
Tüm doktor muayenelerinde olduğu gibi jinekolojik incelemenin de ilk basamağı öykü almak ya da tıbbi deyimi ile anamnez almaktır. Bu aşama son derece önemlidir. Özellikle doktorunuza ilk defa muayene oluyorsanız anamnez doktorunuzun sizi tanıması ve olası problemler ve tanı hakkında fikir edinebilmesi için son derece önemlidir.

Kanser testleri

Son yıllarda kanser tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmesine karşın, erken tanı hala önemini korumaktadır. Aslında hastalık başlamadan önce kansere dönüşebilecek hücrelerin saptanması erken tanı ve tedaviden daha önemli olup, kanser sıklığının ve kansere bağlı ölümlerin azaltılması açısından en temel noktayı oluşturmaktadır. Şimdi kadın genital sistem kanserlerinin azaltılması ve erken tanısı açısından izlenmesi gereken yollara bir göz atacağız.

SERVİKS (RAHİM AĞZI) KANSERİ

Korunmasız ilişki sonrasında korunma

Acil korunma, korunmasız veya yetersiz korunma ile gerçekleşen bir cinsel ilişkiden sonraki ilk günler içinde yöntem kullanarak istenmeyen gebeliklerin önlenmesidir.

Yöntemlerle ilgili seçenekleri şöyle değerlendirebiliriz:

1. Doğum Kontrol hapları

2. Rahim içi araçlar (spiral)

Korunmasız bir cinsel ilişkiden sonra ilk 72 saat içinde doğum kontrol haplarıyla ya da ilk beş gün içinde rahim içi araç uygulanmasıyla istenmeyen gebelikler önlenebilir.

Haplar ne kadar erken ve kullanım tarifine uygun alınırsa, gebeliği önleme olasılıkları o kadar artar. Hapların doğru kullanımıyla her dört gebelikten üçü önlenebilir. Cinsel birleşmeden sonra ilk 5 gün içinde kullanılan rahim içi araç, gebelikleri yüzde yüze yakın bir oranda önleyebilir.

KULLANMA YÖNTEMLERİ

Kürtaj komplikasyonları

Kadın olsun, erkek olsun kürtaj kelimesini duymayan yok gibidir. Buna karşın yine pekçok kişi kürtajın sadece bebek aldırmak olduğunu düşünür. Oysa kürtaj en çok istenmeyen ya da zorunluluk durumunda gebeliğin sonlandırılması için uygulalan bir işlem olmasına karşın kelime olarak sadece bu işlem için kullanılan bir terim değildir.

Memede adet öncesi hassasiyet ve şişme

Her ay nasıl rahim duvarlarınız muhtemel bir hamileliğe hazırlanmak için kalınlaşıyorsa, memelerinizde de ay boyunca süt vermeye hazırlık olarak, salgı bezlerinde ve kanallarında yeni hücreler geliştirir. Böylece kanamanızdan bir hafta kadar önce memeleriniz büyür. Bazı kadınlarda değişiklik çok şiddetli ve rahatsızlık vericidir.

Belirtiler:

Adet görmeden hemen önce memeler şişer ve acı verir. Memelerde gerginlik adet öncesi sendromunun belirtilerinden biridir. Bu sendromun sebebi kesin olarak bilinmemekle birlikte adet sürecinin sonuna doğru yer alan hormon değişiklikleriyle bağlantılı olabilir.

Teşhis:

Doktorunuz, özellikle memelerinizin rahatsız olduğu rahatsızlığın sona erdiği ve adetinizin başladığı günleri not ederek birkaç ay adet öncesi rahatsızlıklarınızın tümünü kaydetmenizi isteyebilir. Acı verici olabilse de adet öncesi meme hassasiyeti ciddi bir sorun olarak kabul edilmez.

İlaç Tedavisi:

Menopoz sonrası diş kaybı

Menopoz sonrası östrojen, kalsiyum ve D vitamini kombinasyonunun, kadınlarda diş kaybını önleyebildiği saptandı.

Kalsiyum ve D vitamininin diş sağlığı üzerinde önemli rolü olduğuna değinen uzmanlar, östrojenle kombinasyon oluşturulması durumunda, dişlerdeki kemik yoğunluğunun artabildiğini ve diş kaybının önlenebildiğini belirtti.

65 yaşın üzerindeki insanların yüzde 40'ının tüm dişlerini kaybettiğinin bilindiğine değinen uzmanlar, 65 yaşın üzerindeki kadınlarda bu riskin daha fazla olduğunu bildirdi. Bu riskin, kadınlarda menopoz sonrası daha da yükseldiği biliniyor.

Norplant (Deri içi implant yoluyla korunma)

İnsanlar yüzlerce yıldır, uzun etkili, güvenli, yan etkisi az, istenildiği anda bırakılabilen ve bırakıldığında doğurganlığın hemen geri döndüğü yöntemlerin hayalini kurdular. Bu konuda yapılan çalışmalar sonuçlandığında tüm kadın doğum çevrelerinde bir heyacan yaşandı. Yeni yöntemin adı norplanttı. Küçük bir cerrahi girişimle önkol içinde cilt altına yerleştirilen 6 adet kibrit çöpü şeklinde materyalden oluşan Norplant 5 yıl boyunca koruma sağlıyordu. Bu implantlar yavaş ancak sürekli olarak progesteron hormonu salgılayarak gebeliğe engel olurlar. Gerçekten de norplant konu ile ilgilenen pekçok kişinin heyecanlanmasına ve sevinmesine neden oldu. Fakat kullanım biraz yaygınlaşınca işin gerçekte tahmin edildiği gibi olmadığı ortaya çıktı. Uzun etkili olması, geri dönüşümleri gibi avantajları olan norplantın çok yüksek oranda adet düzensizliğine neden olduğu saptandı.

Prolaktin hormonu yüksekliği

Prolaktin hormonu yüksekliği ile ilgili oldukça fazla sayıda soru geldiği için bu konuyu genel hatları ile anlatmayı uygun buldum.

Prolaktin hormonu beyinde hipofizin ön lobundan salgılanan bir hormon olup, daha çok süt üretiminden sorumludur. Ancak süt üretim ve salgılamanın dışında adet düzeni ve üreme fonksiyonları üzerinde de önemli bir etkisi vardır. Prolaktin salgılanmasında artma olduğu zaman adet düzeni bozulmakta ve bazen adetin tamamen kesilebilmektedir. Adetten kesilme yakınması ile kliniğe başvuran hastaların üçte birinde prolaktin düzeyinde yükselme saptanmaktadır.

Kelliğe kök hücre kalkanı

Saç dökülmesi, günümüzde erkekler kadar kadınların da sorunu. Saç kaybını gideren alternatif tedavi yöntemleri kullanılıyor, ancak dökülmeyi önlemek veya durdurmak da önemli. Bu amaca hizmet eden yöntemlerden biri de PRP yani kök hücreyle tedavi.

Günümüzde erkekler kadar kadınların da canını sıkan saç dökülmesi sık rastlanan sağlık sorunları arasında. Uzmanlara göre bazı yöntemlerle dökülmenin önüne geçmek mümkün. Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Belma Bayraktar, bu yöntemlerden birinin de PRP, yani Platelet Rich Plazma olduğunu söylüyor. Dr. Bayraktar, saç dökülmesine neden olan faktörleri, "Antidepresanlar, kan sulandırıcı, tansiyon ve mantar ilaçları saç dökülmesine neden olabiliyor. Eğer kişi ilacı kullanmayı keserse dökülme de sona eriyor. Tiroid hastalığı saç dökülmesine yol açıyor. Tek tip beslenmeye dayanan, çok düşük kalori alınan durumlarda saç dökülmeleri olabiliyor. Bu diyetler folik asit, B vitamini, çinko, biyotin eksikliği gibi vitamin eksikliklerine neden olduklarından dolayı saçlar kaybediliyor" şeklinde özetliyor.

İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi Nasıl Yapılır?

İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi uygun ilaçlarla yapılmalıdır. Antibiyotiklerin uzun süre kullanımı ya da idrar yolları için uygun olmayan ilaçların kullanılması, geniş spektrumlu ilaçların yani tüm vücutta etkili olabilen ve yararlı mikropların ölmesini sağlayan ilaçları kullanmak hem tedavinin etkisini azaltacak, hem de sorunlar yaşanmasına sebep olacaktır.

İdrar yolları enfeksiyonu tedavisinin etkinliğini arttırmak için ne yapılmalıdır?

Sıvı alımını arttırmak
İdrar yollarının asitlik derecesini ayarlamak
Alttaki böbrek patolojilerini ortadan kaldırmak

İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?

İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri, alt ve üst idrar yollarında olmasına göre farklı belirtiler verebilir. Bu enfeksiyon idrar yollarının belli bir bölümü etkisi altına alarak, tedavi edilmediğinde ilerler. Böbreklerden başlayan idrar yolları, üreter, mesane ve üretra ile dış dünyaya açılır. Böbrekler ve mesaneyle bağlantıyı sağlayan üreter tüplerde meydana gelen enfeksiyonlar üst idrar yolu, mesane ile üretrada meydana gelen enfeksiyonlar alt idrar yolu enfeksiyonu olarak adlandırılır. Hastalarda daha çok alt idrar yolu enfeksiyonu görülür. Kadınlar üretra kısalığından ötürü, erkeklere oranla daha fazla risk altındadır.

Alt idrar yolu enfeksiyonunun belirtileri nelerdir?

İdrar yolu iltihabının nedenleri nelerdir?

İdrar yolu iltihabı, oldukça fazla rastlanılan ve en çok kadınları etkileyen bir rahatsızlık türüdür. Görülen kişilerde ağrı ve sızı hissine neden olabilen bu sorun çoğu kez kendiliğinden geçebilirken, bazı durumlarda da antibiyotik kullanılması gerekir. Çocuklarda da görülebilen bu hastalık erişkinlere oranla daha az karşılaşılmaktadır. Hastalığın teşhisi basit bir idrar testi ile anlaşılabilir. Hastalığın oluşum nedeni olarak genelde bakteriler suçlu olarak gösterilmektedir. Normal şartlarda vücut tarafından derhal atılım gösteren bu bakteriler bazı durumlarda vücudun savunma mekanizmasını ele geçirir ve sistemi alt üst ederek iltihaplanmanın başlangıcı olur.

İdrar yolu denildiği zaman bu tanımlama vücutta idrar kanallarını, böbrekleri üretayı ve mesaneyi içerisine alır. İdrarın bünyede oluşup dışarıya gönderilmesinde bütün bu bölgeler alt ve üst idrar yolları diye iki ana grubu ayrılır.

Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu nasıl engellenir?

Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu, böbrek ebadında oluşan bir takım büyümeden kaynaklanmaktadır. Bilhassa gebelik sürecinde görülen çeşitli değişimler böbreğin süzme işlevi hızında ve kan oranında artışlara neden olabilir. Genel anlamda meydana gelen bu değişimler gebeliğin pozisyonuna göre de farklılık gösterebilir. Özellikle gebelik sürecinde, böbrekler besin emilimini azaltır ve kayıplar meydana çıkar. Çok az miktarda protein kaybı son süreçler de meydana gelen problemler arasındadır.

Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu 3 başlık altında incelenebilir;