Sağlık Bilim

Bilimsel veriler ışığında sağlığa dair bilgiler

Endometrial hiperplazi (Endometrium kalınlaşması)

Endometriyal hiperplazi rahmin iç zarı (endometrium) çok kalınlaştığı zaman ortaya çıkar. Daha çok ergenlik çağındaki genç kızlarla menopoza yaklaşan kadınlarda görülen bir problemdir.

Belirtiler

- Adet dönemleri arasında kanama;

- Ağır kanamalı veya uzayan adet dönemleri.

Tedavisi kolaydır, ancak kanser öncesi bir durum olan "adenomatöz hiperplazi den ayırt etmek gereklidir.

Teşhis

Doktorunuz endometrial hiperplaziden şüphelenirse, endometriumdan küçük bir parça kalarak, laboratuvarda endometriyal biopsi yapacaktır. Parça alma işlemi doktorun muayenehanesinde uygulanabilirse de biraz rahatsızlık vericidir.

Tedavi

Endometrial polipler

Endometriyal polipler, rahmin iç duvarlarında (endometrium) gelişen yumuşak ve küçük oluşumlardır. Hemen hemen hiçbir zaman habis olmazlar ve genellikle menopoz devresinde ortaya çıkarlar. Tek olabilecekleri gibi salkım halinde de gelişebilirler.

Belirtiler

- Adet kanamaları arasında, özellikle cinsel ilişki veya vajinal duştan sonra damla damla kanama;

- Alt karında kramplar;

- Ağır kanamalı veya uzayan adet dönemleri.

Genellikle endometriyal polipler pek belirti göstermezler. Ancak bazen vajinanın içine taşarlar ve bu sırada rahim boynunun girişini biraz genişlettikleri için kramplara neden olurlar.

Sarkan polipler sıkışarak kan kaybederlerse, iltihaplanabilirler. Polipler çoğunlukla, endometrial hiperlazi ile veya fibroid denilen sert oluşumlarla birlikte görülürler.

Endometriozis

Endometriosis uterus (rahim) boşluğu dışında, rahim içini döşeyen ve adetle dökülen endometrial dokuların varlığı olarak tanımlanır. Sıklıkla rahim arkası boşluk, rektovaginal aralıkta (vagina ile barsağın son kısmı arası boşluk), barsağın son kısmının üzerinde, tüpler, yumurtalıklar, rahimi tutan arka bağlar, mesane ve karın içi yan duvarlarda bulunur.

Endometriosis genetik bir hastalık mıdır?
Çalışmalar kız kardeşlerin, kocalarının kız kardeşlerine göre 6 kez, başka bir çalışma diğer kadınlara göre 8 kez artmış riskten söz ediyor. Etkilenen kız kardeşler diğerlerine göre hastalığı daha ciddi geçirebilirler. Ancak genetik geçişin şekli bilinmiyor.

Hangi sıklıktadır?

Genel kadın toplumunda % 2-5 arasında, çocuk sahip olamayan kadınlarda % 30-40 sıklıkta bulunabildiği bilinmektedir.

Nedeni nedir?

Bakteriyel Vajinit (Gardnarella Enfeksiyonu)

İlk defa 1955 yılında tanımlanan ve Haemophilus vaginalis adı verilen bir bakterinin yol açtığı vajinal enfeksiyondur.

Etkene Gardnerella vajinalis adı da verilir. Cinsel ilişki ile bulaşabilir ancak bu konuda bilimsel bir görüş birliği yoktur.

Halk arasında en çok görülen vajinal enfeksiyonun mantar enfeksiyonu olduğu sanılmasına rağmen gerçekte en sık bakteriyel vajinozis yani Gardnarella enfeksiyonu görülür. Kadınların %10-68'inde gardnarelle vajiniti görülür.Genelde üreme çağındaki kadınlarda rastlanır.

Belirtileri

Vajina, ürethra (mesane ile idrar çıkış noktası arasındaki boru), mesane ve genital bölgedeki deriyi tutar.

Genital Herpes (Genital Uçuk)

Yaygın adı ile uçuk olarak bilinen lezyon, Herpes Simpleks Virus (HSV) adı verilen virüsün yol açtığı bir enfeksiyondur.

Sadece 45 milyon kişi A.B.D.'de bu hastalğa yakalanmıştır ve her yıl 500.000 yeni vaka ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun dramatik olan yanı hastaların %80'i ya herhangi bir yakınma ortaya çıkmadığı ya da belirtileri yanlış yorumladığı için hasta olduğunun farkında değildir.

HSV'nin 2 tipi vardır: HSV1 ve HSV2. HSV1 genelde dudak etrafındaki uçuk şeklinde lezyonlara neden olurken, HSV2 genelde genital organlarda enfeksiyon yaratmaktadır.

Virus ilk defa enfeksiyon yarattıktan sonra sinir düğümlerinde sessiz olarak yıllarca bekleyebilmekte ve uygun ortam ve zamanda yeniden enfeksiyona neden olabilmektedir. Bu nedenle HSV enfeksiyonları sinsi enfeksiyonlardır.

Belirtiler

Hiperprolaktinemi (Süt hormonu yüksekliği)

Prolaktin hormonu nedir?

Prolaktinin dilimizdeki karşılığı "süt hormonu"dur. Yapı olarak "şeker ve protein moleküllerinden oluşur. Prolaktin hormonu belirli düzeylerde kadın üreme organlarının gelişimi ve fonksiyonu için gereklidir.

Prolaktin hormonu nereden salınır?

Bu hormon beynimizin hipofiz denilen kısmındaki bazı hücrelerce üretilir ve kana karışır. İnsan vücudunda pek çok hormon gibi, bir yapım-salınım-yıkım dengesi vardır. Yine beynimizin hipotalamus denilen kısmından salgılanan Dopamin adı verilen bir başka hormon prolaktinin salınımın dengeler. Öyle ki, dopaminin azlığında prolaktin salgısı artar.

Prolaktin (süt hormonu) düzeylerini neler yükseltir?

Normal kadın, erkek ve çocukta prolaktin düzeyleri genellikle 25 ng/ml'nin altındadır.

Prolaktin (Süt hormonu) yüksekliğine yol açan durumlar

-Gebelik

-Emzirme İç salgı bezlerinden hipofizin prolaktin salgılayıcı tümörleri,

İnfertilite (Kısırlık)

Kısırlık tanısı için yapılan tetkikler ve muayeneler adım adım uygulanır ve uzun zaman alabilir. Bu zamar doktorun problemi iyi anlamasına ve en etkili tedaviye karar vermesine yardım eder. Araştırmalar sonucu bir ve.ya birden fazla kısırlık nedeni bulunabileceği gibi çiftlerin yaklaşık %15'inde kısırlığın nedeni saptanamaz.

Kısırlığın mutlak olduğu durumlar nadirdir. Erken menopoz veya erkekte hiç sperm hücresi bulunmaması dışında diğer kısırlık nedenleri için doğal yollardan çocuk sahibi olma şansının azalmış olduğundan bahsedilebilir.

Kadındaki en önemli kısırlık sebepleri yumurtlama bozuklukları, endometriozis ve tüplerin hasarlı veya tıkalı olmasıdır. Erkekte görülen kısırlık nedenleri arasında ise sperm sayısının, hareketliliğinin yetersiz olması ve bazı durumlarda da sperm hücrelerinin anormal olması sayılabilir.

KADINDA KISIRLIK NEDENLERİ

Yumurtlama bozuklukları:

Kadın üreme organlarının kanserleri ve erken teşhis yöntemleri

VULVA KANSERİ

Çok nadir görülen vulva kanseri jinekolojik kanserlerin %4'ünü oluşturur. Erken dönemlerde vulvayı döşeyen epitel hücrelerindeki değişiklikler ile başlayan bu kanser menopoz sonrası dönemde görülür. Kaşıntı ve pigmentasyona yol açar. Erken dönemlerinde tedavisi mümkündür.

VAJİNAL KANSER

Vajinal kanser annesi gebeliği döneminde Dietilstilbestrol (DES) adlı ilacı kullanan kadınlarda görülür. Bu kadınlarda rahim ağzında bulunan glandular doku (bezleri içeren doku) vajinada da bulunur. Bu kadınlarda yirmili yaşlarda adenokarsinoma olarak adlandırılan kanser gelişir. Diğer tip vajinal kanserler epitel dokudan köken alır, yavaş ilerleyen bu tip kanser 45-65 yaşlarındaki kadınlarda görülür.

Vajinal kanserin yol açtığı yakınmalar;

-Cinsel ilişki sonrası vajinal kanama
-Ağrılı cinsel ilişki
-Vajinal akıntı
-Vajinada yaraların çıkması ve enfekte olması

Lenfogranuloma venereum (LGV)

C.trachomatis’in L1,2,3 serotipleri ile oluşturulur. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır. Diğer CTBH serotiplerine rağmen lokalize kalmayan, özellikleri lenfoid dokuyu tutmakla birlikte sistemik hastalık tablosuna da neden olurlar. Cinsel temas yolu ile alındıktan sonra 1-4 haftalık kuluçka süresinden sonra iki farklı sendrom halinde ortaya çıkar;

Lüteal faz defekti

Normalde her adet döneminde beyin ve yumurtalıklardan salgılanan hormonların etkisi ile endometrium adı verilen rahim iç zarında da değişiklikler olur.

Adet siklusunun ilk yarısında yani yumurtlamadan önce endometrium giderek kalınlaşırken yumurtlama olduktan sonra artık daha fazla kalınlaşmaz ancak olgunlaşır. Bu ikinci döneme siklusun luteal fazı adı verilir.

Luteal faz defekti ya da luteal faz yetmezliği ise siklus günü ile karşılaştırıldığında endometriumun 2 gün ya da daha fazla geride olması anlaşılır.

Normal kadınlarda değişik zamanlarda %30 oranında saptanır. Eğer iki adet dönemi arka arkaya saptanır ise infertilite nedeni olabileceği kabul edilir. İnfertilite nedeni ile tedavi olan kadınların %3-4'ünde sorun luteal faz defektidir.Tekrarlayan düşüklerde bu oran biraz daha yüksektir.

Mantar (Vajinal Mantar Enfeksiyonları)

(Mikotik vajinit) Vajinal mantar enfeksiyonları ilk kez 1849 yılında gebe bir kadında tanımlanmıştır. Erişkin kadınların yaklaşık %75'i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez mantar enfeksiyonu geçirirler

Çoğu kez gebelik, antibiyotik kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkan bu durum tedaviye kolay cevap verir. Ancak kronik vajinal mantar enfeksiyonu hem cinsel hem de psikolojik sorunlara yol açabilir. Vajinal mantar enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizmalardan en sık görüleni Candida Albikans adı verilen bir maya hücresidir. Vakaların %67-95'inde bu mantar hücresi sorumlu olarak bulunduğundan, vajinal mantar enfeksiyonları genelde vajinal kandidiyazis şeklinde tanımlanır.

Meme enfeksiyonları

Bazen mastit denilen meme enfeksiyonlarına süt veren veya süt vermeyi yeni kesmiş kadınlarda rastlanması yaygındır. Bu enfeksiyonlara genellikle çatlak bir meme başından içeri sızan bakteriler neden olur. Enfeksiyon çok şiddetliyse apse şekline de dönüşebilir. Çevredeki dokular kendilerini korumak için, enfeksiyonun etrafında sertleşerek bir duvar oluşturan bir madde salgılarlar. Bu duvarın içinde iltihap birikir.

Belirtiler

- Kırmızı, hassas, acı veren yumru veya şişlik;

- Koltuk altındaki memeye yakın bezlerde şişme;

- Ateş.

Teşhis

Süt veren bir kadında yukarıda belirtilen semptomların bir araya gelmesi, bir enfeksiyonun güçlü belirtisidir.

Meme kanseri

Kanser Nedir ?

Vücudumuzdaki tüm organlar hücrelerden yapılmışlardır. Hücreler çok küçük birimlerdir ve ancak mikroskop altında görüntülenebilirler.Normal vücut hücreleri sistemli bir şekilde büyür, bölünür ve ölür. Hayatımızın ilk yıllarında yetişkin oluncaya dek normal hücreler daha hızlı bölünür. Yetişkinliğe ulaşılmasının ardından, pek çok dokuda hücreler yanlızca ölen hücreleri yenilemek ve yaralanmaları gidermek amacı ile bölünmeye devam eder. Normal şartlar altında, eğer yeni hücreler gerekmiyorsa her hücrenin içinde bulunan bazı mekanizmalar hücreye bölünmesini durdurmasını söyler.

Mittelschmerz (orta ağrısı)

Mittelschmerz (orta ağrısı anlamına gelen Almanca bir sözcük) adet döneminin orta noktasında, yumurtlama sırasında ortaya çıkar. Birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilen, tipik künt bir ağrıdır. Az bir kanamayla birlikte veya tek başına olabilir. Sebebi belli değildir. Bir teoriye göre, yumurtalıkta yumurtayı salıvermek için aralanan folikülün içindeki sıvı karın boşluğuna kaçarak rahatsızlığın ortaya çıkmasına neden olabilir. Kanamanın sebebi ise yumurtlama sırasında östrojenin aniden düşmesi olabilir.

Belirtiler

- Yumurtlama sırasında alt karın bölgesinde ağrı;

- Bazen ağrıyla birlikte hafif bir kanama.

Ağrının yeri ve zamanlaması genellikle "Mittelschmerz"in tanımlanmasına yardım eder. Bazı ender vakalarda ağrının şiddetli apandisitle karıştırılmasına neden olabilir. Bu rahatsızlık hiçbir önemli bozukluğun belirtisi değildir.

ilaç Tedavisi

Naboth kisti

Noboth kisti (Alman anatomisti Martin Nabouth un adı verilmiştir). Rahim boynundaki bir mukus bezi tıkanırsa ortaya çıkar. Bu durum, ya genellikle (doğumdan sonra olduğu gibi) yeni dokunun bezin üzerinde gelişmesi nedeniyle veya (yaşlı kadınlarda olduğu gibi) incelen rahim boynu dokusu doğal salgıları dur-durduğu için ortaya çıkar.

Belirtiler : Rahim boynunda muayene sırasında tespit edilen içi sıvı dolu bir yumru.

Genellikle alt karın muayenesi sırasında teşhis edilirler. Bir Naboth kisti çok ender olarak tedavi gerektirir.

Tedavi - Ameliyat

Gerekirse, kist koterize ederek (dağlayarak) veya cryosurgery (çok düşük derecede soğuk uygulamak) yöntemiyle çıkarılır. Operasyon muayenehanede ve genellikle lokal anestezi bile uygulamadan yapılır.

Over Kanseri (Yumurtalık Kanseri)

Jinekolojik kanserleri içinde en geç tanısı konabilen ve bu nedenle en fazla ölüme sebebiyet veren kanser türü olması nedeni ile ayrı bir öneme sahiptir. Kadın kanserlerinn %4'ünü, genital kanserlerin ise %23'ünü meydana getirir. Her 100 kadından 5'i over kanseri nedeni ile yaşamını kaybeder.Over kanseri tanısı konan kadınlarda 5 yıllık yaşam % 35 civarındadır.Endüstrileşmiş ülkelerde daha fazla görülür. Bu çevresel faktörlerin etkisini düşündürmektedir.

Over Kisti (Yumurtalık Kistleri)

Genç olsun, yaşlı olsun pekçok kadının sıklıkla yaşadığı korkulardan birisi yumurtalıklarında kist olmasıdır.Gerçekten de düzenli kontrollere gidildiği taktirde hemen hemen her kadında hayatının bir döneminde yumurtalıklarında kist saptanabilir. Çoğu zaman herhangi bir tedavi dahi gerektirmeyen bu lezyonlar büyük olasılıkla hiçbir belirti de vermezler. Genelde masum olmalarına rağmen halk arasında çok korkulacak bir hastalık olarak bilinen over kistleri hep aynı türde değildir.

Premenstrüel Sendrom (Adet öncesi gerginlik)

Tıp dilinde "premenstrüel sendrom" halk arasında ise "adet öncesi sendromu" olarak bilinen, insanlar arasındaki ilişkileri ve kişinin günlük aktivitesini etkileyecek düzeyde fiziksel, psikolojik ve davranış değişikleri ile seyredebilen bulgular bütünüdür.

Doğurganlık döneminde olan kadınların % 30-40'ında bu sendromun bulguları saptanmış olup, % 2-3 kadarında bulgular þiddetli olarak seyrediyor. Sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber gebelik ve menopoz sonrası dönemlerde ortadan kalkması, dönemsel hormon değişikliklerinin sorumlu olabileceğini düşündürüyor.

Premenstrüel bulgular adet öncesi 10-12 günlük dönemi kapsayıp adet görülünce kendiliğinden ortadan kalkýyor.

Bulgular şöyle sınıflandırılabilir:

A - GRUBU:

Gerginlik, anksiyete (huzursuzluk), sinirlilik, yetersizlik, ruh halinde değişkenlik.

B- GRUBU:

Depresyon, konfüzyon (konsantre olmakta güçlük, uyuþukluk), unutkanlık, ağlama.

Prolapsus Uteri (Rahim sarkması)

Rahim sarkması, mesane sarkması, rektum sarkması gibi hastalıklar doğum sonucu olarak kadın cinsel organlarında gevşeme ile birlikte olan çeşitli işlevsel ve anatomik bozukluklardır.

Doğum sırasında, bebeğin doğum kanalından geçe bilmesi için rahim, mesane ve rektumu destekleyen dokular (pelvik diyafram) gerilir ve yırtılabilir. Loğusalıkta bu dokular genellikle normal haline döner. Fakat pek çok kadında zamanla bu yapılar sarkmaya başlar. Her hastadaki sarkmanın derecesine bağlı olarak rahimde bir ağırlık veya sarkma hissi, kabızlık, haznede (vagina) gevşeme, haznenin ön veya arkasında bariz şişkinlik, gülerken, öksürürken ya da ağır bir cisim kaldırırken idrar kaçırma ya da rahimin bariz olarak hazneden dışarı çıkıp sallanması, üzerinde yaralar oluşması gibi yakınmalar olabilir.

Servikal displazi

Bazen PAP Smear testi kanser başlangıcı kabul edilen hücreler gösterir. Bu duruma "displazi" denir (Yunanca dys: kötü, plasis: kalıp, (biçim). Hafif displazi bazen kendi kendine kaybolur. Ancak kaybolmazsa birkaç yıl sonra kanseri ortaya çıkaracak olan sürecin başlangıcı olabilir.

Displazi en çok 25-50 yaşlar arasındaki kadınlarda bulunursa da; ergenlik çağından itibaren herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir. Virüslerin sebep olduğu cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklarla ilgili bulunduğu ve çok kişiyle cinsel ilişkide bulunan veya cinsel ilişkiye 18 yaşından daha erken başlayan kadınlarda daha fazla görüldüğü düşünülmektedir.

Teşhis