Sağlık Bilim

Bilimsel veriler ışığında sağlığa dair bilgiler

Kalp hastalığı belirtisi olabilir!

Göz kapaklarındaki sarı çizgilerin kalp krizi ya da başka hastalıkların göstergesi olabileceği açıklandı.

Danimarkalı uzmanlar, “ksantelazma” (göz kapağı derisindeki kabarıklık ya da sarı renkli lekeler) hastalarının kalp krizi geçirme riskinin normal insanlara göre yüzde 48 daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Tıp dergisi BMJ'nin internet sitesinde yayımlanan araştırmada, çoğunlukla kolesterol probleminden kaynaklanan ksantelazmanın, vücudun çeşitli bölgelerindeki yağlanma artışına işaret edebileceği belirtildi.

Dövme yaptırmanın tehlikeleri korkutuyor

Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serap Öztürkcan, dövmenin HIV başta olmak üzere birçok ciddi sağlık riskini beraberinde getirdiğini, sağlık açısından dövmeyi önermediklerini belirtti.

Prof. Dr. Öztürkcan, yaptığı açıklamada, son yıllarda özellikle gençler arasında yaygınlaşan dövmenin bazı sağlık sorunlarına yol açabildiğini söyledi.
Özellikle kalıcı dövmede kullanılan iğnelerin risk taşıdığını anlatan Öztürkcan şöyle konuştu:

Şeker hastaları dikkat!

Ağız ve diş sağlığında en büyük özeni isteyen durumların başında şeker hastalığı geliyor. Şeker hastalığında, diş kayıpları ve ağız içi problemleri sıklıkla görülür ve bu durumun tedavisi de oldukça zorlu bir süreçtir.

Uzmanlar, şeker hastalığının ağız diş sağlığıyla olan ilişkisi, diş kayıpları, tedavi süreci, önlemler ve öneriler konusunda hastaları bilinçli olmaları için uyarıyor. Tanfer Diş Kliniği’nden Diş ve Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Nihat Tanfer; ‘Şeker hastalarının enfeksiyon eğiliminin oldukça yüksek olduğu, buna paralel doku yıkımı sürecinin daha hızlı işlediği ve iyileşme döneminin de daha geç olduğu, bu nedenle şeker hastalarında diş tedavilerinin oldukça büyük önem taşıdığını belirtiyor.’

Meyan kökü binbir derde deva

Türkiye'nin Güneydoğusu'nda ve İç Anadolu'da doğal olarak bolca yetişen şifalı bitkilerin en şifalısı bir bitki var: Meyan Kökü. Şifa olarak kökleri kullanılan, meyan hakkında Doğal Ürün Uzmanı Volkan Kurt'tan bilgi aldık.

Meyan kökünün, genç ve yaşlı,hem kadın hem erkek, sağlıklı ya da hasta herkes için çok şifalı bitki olduğunu söyleyen Kurt, içeriğinde bir çok yararlı mineral ve madde bulunduğunu belirtiyor. Kurt, ürettikleri meyan kökü ektresinin antik dönemlerden bu yana şifa dağıtan bir bitki olduğunu söylüyor. "ABD'nin Güney Carolina üniversitesi, meyan kökünün alzheimer veya parkinson gibi beyin hastalıklarında beyin hücreleri ölümlerinin önlenmesinde işe yaradığını tespit etti. Aynı zamanda mide ülserlerini tedavi eden ve mide asidini ortadan kaldıran ilaçlarla eş. Mide ve 12 parmak bağırsağı ülseri ve gastrit tedavisinde yardımcı bir bitki.. İltihap giderici, bakteri öldürücüdür" diyor.

Bakan Akdağ'a ödül

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Türkiye'de bebek ölüm oranlarının düşürülmesinde elde edilen başarıya dikkati çekerek, “Türkiye'de eğitim ve farkındalık açısından annelerin rolü ne kadar önemliyse, kayınvalidelerin rolü de bir o kadar önemli. Çünkü bir çok yerde hala kadın kendi başına karar verme hakkına sahip değil. Dolayısıyla olaya bütüncül açıdan bakmak lazım” dedi.

Benlerinizi takip edin

Denizli Devlet Hastanesi Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Bilen, vücutta doğuştan var olan bazı benlerin kanserleşme riskinin daha fazla olduğunu söyledi.

Hastalıkları Uzmanı Dr. Figen Bilen, cilt kanserinin en sık görülen tiplerinden biri olan ’Malign melanomun’ genellikle benlerden oluşan bir hastalık olduğunu kaydetti. Çok çeşitli görünümleri olan benlerin zaman içinde değişmesinin insanları endişelendirdiğini belirten Dr. Bilen, "Kanserleşme olasılığı nedeniyle benlerin takibi önemlidir. Her türlü travma, bendeki hücreleri yorar ve kanserleşme eğilimini artırır. Doğuştan var olan bazı benlerin kanserleşme riski normalden biraz daha fazladır. Kanserleşmede en önemli uyarıcı güneş, küresel ısınma, ozon tabakasının delinmesidir. Bunlar da güneşin zararlı etkilerini artırmıştır. Güneş ışınları en yoğun çocukluk çağında alınır. O nedenle, ebeveynlerin 6 aylıktan itibaren çocuklarına güneş kremi kullanmaları ve çocuklarının güneşte kalma süreleri ile şekillerini kontrol etmeleri önemlidir" dedi.

Kısırlık tedavisinde kök hücre umudu

Kocaeli Üniversitesi Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü ve Sağlık Bilimleri Enstitüsü Kök Hücre Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdal Karaöz, kök hücrelerin yüksek çoğalım potansiyeline sahip olduğunu belirterek, “Bu yüzden birçok rahatsılığa karşı ciddi bir çözüm oluşturmaktadır. Kısırlık bunlardan biridir. Yapılan deneylerin kısırlığa karşı bir umut oluşturduğuna şahit olduk” dedi.

Karaöz, 28 Eylül ile 2 Ekim tarihleri arasında Sapanca'da yapılacak olan “1. Kök Hücre Araştırmaları Kongresi” öncesi The Ritz Carlton Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında, günümüzde, modern tıbbın güncel yöntemlerle kesin olarak tedavi edemediği bazı hastalıkların bulunduğunu bildirerek, bu tür hastalıkların kesin tedavilerinin sağlanması ve hasar gören hücre-doku veya organların biyolojik işlevlerini yerine koymanın ya da tamir etmenin mümkün olabileceğini söyledi.

Grip aşısı olmanın tam zamanı

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, grip aşısının uygulanan kişilerin immünolojik direncine göre koruyuculuk oranının yüzde 80'lere kadar çıktığını belirtti.

Prof. Dr. Özlü, yaptığı açıklamada, gribin genellikle kuşlar, atlar ve domuzlarda görüldüğünü, bu hayvanların hastalığı insanlara bulaştırabildiğini ifade etti.

Gribin çok kolay bulaştığını ve hızlı yayıldığını ifade eden Özlü, “Özellikle okullar, yurtlar, kışlalar, kahvehaneler, huzurevleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar” dedi.

Salgınlardan korunmanın toplu bulunan yerlerde yaşayanlar için çok zor olduğunu vurgulayan Özlü, şunları söyledi:

Çabuk yorulanlar dikkat!

Kanadalı bilimadamları, yerlerinden hiç kıpırdamayan bazı insanların bu kadar tembel oluşlarının aslında onların değil, genlerinin suçu olabileceğini ortaya koydu.

İtalyan La Stampa gazetesinde yer alan habere göre, McMaster Üniversitesinde görev yapan bilimadamları, fareler üzerinde yaptıkları araştırmada, bu hayvanların bazılarının kaslarında, özellikle egzersiz yaparken harekete geçen AmpK enzimini üretmeye yarayan iki genin eksik olduğunu gözlemledi.

Normal farelerle bu hayvanları karşılaştıran araştırmacılar, AmpK genlerinden yoksun olan grubun kaslarındaki mitokondri sayısının daha az olduğunu ve glikozu enerjiye dönüştürmekte çok zorlandıklarını tespit etti.

Araştırma ekibinin başındaki Gregory Steinberg, farelerin koşmayı sevdiğini vurgulayarak, "Normal hayvanlar bunu kilometrecelerce yapabilirse, bu genlerden yoksun olanları ise sadece kısa bir mesafe koşabilir" dedi.

Obezite, insan sağlığını tehdit etmeye devam ediyor!

ABD’de yaşayan 5 bin 36 kişinin onlarca yıl iki yılda bir incelendiği araştırmada, obez olarak geçirilen her iki yılda ölüm riski yüzde 7 artarken, 15-25 yaşları arasında obez kişilerin ölüm riskinin hiç obez olmayanlarla karşılaştırıldığında iki kat fazla olduğu belirlendi.

Uluslararası Epidemoloji Dergisine konuşan araştırmacılar, obez olarak geçirilen yılları belirlemek için yeni bir ölçüme ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, obezitenin sağlığa verdiği zararın küçümsenebileceğini çünkü durumun yeterli bir biçimde ölçülemediğini belirtti.

BBC’nin yansıttığı araştırmada, son çalışmaların obez olarak yaşanan her 10 yılda ölüm riskinin iki kat arttığını gösterdiği belirtilerek, bu araştırmanın yaş gibi diğer faktörlere de bağlı olarak obez geçen sürenin ölüm riskini doğrudan etkilediğini gösterdiği ifade edildi.

“BUGÜNÜN ÇOCUKLARI DAHA KISA YAŞAYABİLİR”

Düşük riskini artırıyor

Kadınlarda hamileliğin ilk dönemlerinde kullanılan gündelik ağrı kesicilerin düşük riskini artırdığı belirlendi.

Canadian Medical Association Journal tarafından yayımlanan araştırma, hamileliğin ilk aylarında etken maddesi "ibuprofen" ve "naproksen" olan ağrı kesicileri kullanan kadınlarda düşük yapma riskinin, kullanmayanlara oranla iki kattan fazla olduğunu ortaya koydu.

Kanada'nın Quebec eyaletinde yaşayan 52 binden fazla hamile kadın arasında yapılan araştırmada, hamile kaldıktan sonra steroid olmayan anti enflamatuvar ilaç (NSAID) kullanan kadınlarda düşük yapma riskinin yükseldiği belirlendi.

ASPİRİN MASUM ÇIKTI

İçeriğinde "ibuprofen", "naproksen" ya da kemik ve eklem iltihabı tedavisinde kullanılan "celecoxib" bulunan Aspirin dışındaki steroid olmayan anti enflamatuvar ilaçları inceleyen araştırmacılar, söz konusu ilaçların hamilelik sırasında kullanımının düşük yapma riskini 2,4 kat artırdığını belirledi.

Ayakkabılar Tırnak Yapısını Bozabiliyor

Tüm gün ayakkabı içinde kalan ayaklarımıza ne kadar bakıyoruz? Kapalı ayakkabıların içinde yürürken ayak tırnaklarımızda, çeşitli renk ve şekil bozuklukları oluşabilir. İşte size, Dermatolog Buket Pençe’den ayaklarımızda oluşabilecek problemler…

1- Tırnağın altında kanama olması ve tırnağın renginin morarması

2- Tırnağın kırılması

3- Tırnağın yatağından ayrılması

4- Havasız, kapalı kaldığı için renginin koyulaşması, sararması

5- Tırnakların kat kat ayrılması

6- Tırnak uçlarının aşağı doğru uzaması

7- Çok terleyen kişilerde tırnakların yumuşaması

8- Tırnak batması… Bu sorun tırnak kesimi veya pedikürün yanlış yapılmasından da kaynaklanabilir, deride enfeksiyona ve bu nedenle de şiddetli ağrıya yol açabilir.

Diğer Nedenler

Genetik olarak tüm deriyi ilgilendiren ailesel bazı hastalıkların ayak tırnaklarını bozması dışında sedef, ekzema gibi bazı deri hastalıkları da tırnakları tutar ve yüksük tırnak gibi bazı değişiklikler oluşturur.

Hormonlar gülümsemeyi bozabilir

Cinsiyet hormonu seviyesindeki bu dalgalanmalar, ağız ve diş sağlığını etkilemektedir.

Kadınlar, yaşamlarının belirli dönemlerinde (ergenlik, menstürasyon, gebelik ve menopoz) değişken hormon seviyesine sahip olurlar. Cinsiyet hormonu seviyesindeki bu dalgalanmalar, ağız ve diş sağlığını etkilemektedir. Protez ve İmplantoloji Uzmanı Dr. Dt. İlker Arslan kadınlarda ağız ve diş sağlığını etkileyen faktörler ile ilgili bilgiler verdi.

ERGENLİK

Özellikle mensturasyon dönemlerinde, dişeti hassaslaşmaktadır. Buna bağlı olarak diş eti kızarıklığı ve dişeti kanaması görülebilmektedir. Yine bu dönemde ağız içerisinde uçuk, aft gibi herpes tipi viral lezyonlara ve ülserasyonlara sıklıkla rastlanılmaktadır.

GEBELİK

Panik atağı engelleyen burun spreyi geliştirildi

Alman Max Planck Enstitüsü uzmanları, beynin panik atak ve korku yapan bölgesinde etkili olan bir burun spreyi geliştirdi.

Kısa süre önce bulunan "Neuropeptid S" (NPS) adlı etken maddeyi içeren sprey, beyinde korku ve panik atağın oluşmasına yol açan bölgeye etki ediyor.

Görülme sıklığı hayli fazla olan panik atak bozukluğu; yoğun korku, kaygı ve endişe karışımı nöbetlerin yaşanmasına yol açan bir hastalık. Nöbet sırasında kalp çarpıntısı, ellerde titreme ve ağız kuruluğu gibi belirtiler veriyor.

Araştırmayı yöneten Ulrike Scmidt fareler üzerindeki deneylerin başarılı sonuçlar verdiğini belirterek sprey hakkında şunları söyledi: