kadın hastalıkları
Prolaktin hormonu yüksekliği
Prolaktin hormonu yüksekliği ile ilgili oldukça fazla sayıda soru geldiği için bu konuyu genel hatları ile anlatmayı uygun buldum.
Prolaktin hormonu beyinde hipofizin ön lobundan salgılanan bir hormon olup, daha çok süt üretiminden sorumludur. Ancak süt üretim ve salgılamanın dışında adet düzeni ve üreme fonksiyonları üzerinde de önemli bir etkisi vardır. Prolaktin salgılanmasında artma olduğu zaman adet düzeni bozulmakta ve bazen adetin tamamen kesilebilmektedir. Adetten kesilme yakınması ile kliniğe başvuran hastaların üçte birinde prolaktin düzeyinde yükselme saptanmaktadır.
Anormal PAP (Smear) testi varlığında yaklaşım
Yapılan PAP test sonucu normal olarak değerlendirildiğinde ek bir yakınma yoksa yılda bir defa yapılan kontroller yeterlidir. Anormal sonuç varlığında ise ileri tetkik gerekli olmaktadır.
Anormal PAP smear varlığında yaklaşım ile ilgili önerileri tam anlamı ile anlayabilmek için öncelikle bazı konuların iyi bilinmesi gerekir.
1) PAP smear bir tanı yöntemi değildir.
2) PAP smear sadece servikse ait lezyonların taranması için geçerli olan bir tekniktir.
3) PAP smear alınırken uygun şekilde alındığından emin olunması gerekir.
Kolposkopi
PAP test sonucu anormal olduğunda bir sonraki adım genelde kolposkopidir. Kolposkopi rahim ağzının direk olarak ya da bazı kimyasal maddeler ile yıkandıktan sonra bir tür büyüteç yardımı ile gözlenmesidir. Kolposkopide şüpheli görülen alanlardan biopsi alınır
ASCUS (Atypical Squamous cells of undetermined significance)
Meme muayenesi
Memelerdeki yumruların % 75 inin selim olmasına karşın, bazıları da habistir. Bu nedenle kendinizin memenizi düzenli aralıklarla incelemeniz hayatınızı kurtarabilir, çünkü meme kanseri erken anlaşılırsa tedavi edilebilir.
Memelerinizi ayda bir defa inceleyin. Eğer menopoza girmemişseniz, bunun için en iyi zaman, memelerde hassasiyet ve şişme olmayacağı için adetiniz bitiminden birkaç gün sonrasıdır. Artık adet görmüyorsanız ayın herhangi bir gününü seçin ve düzenli olarak her ay o gün memelerinizi kontrol edin.
Kısırlık (İnfertilite)
İnfertilite (kısırlık), yani istenildiği halde çocuk sahibi olamama problemi pek çok toplumda önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
En az 1 yıl herhangi bir korunma yöntemi uygulanmaksızın haftada 2-3 kere girilen cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilmemesi "infertilite" yani kısırlık olarak adlandırılmaktadır.
İnfertilite iki türlü olabilir:
Primer (birincil) infertilite; en az bir yıl süreyle korunmamaya rağmen hiç gebelik oluşmaması durumudur.
Sekonder (ikincil) infertilite; önceden gebelik oluşması sonrasında tekrar çocuk isteme durumunda en az bir yıl korunmamaya rağmen yeni bir gebelik olamaması durumudur.
Kanser testleri
Son yıllarda kanser tedavisinde önemli gelişmeler kaydedilmesine karşın, erken tanı hala önemini korumaktadır. Aslında hastalık başlamadan önce kansere dönüşebilecek hücrelerin saptanması erken tanı ve tedaviden daha önemli olup, kanser sıklığının ve kansere bağlı ölümlerin azaltılması açısından en temel noktayı oluşturmaktadır. Şimdi kadın genital sistem kanserlerinin azaltılması ve erken tanısı açısından izlenmesi gereken yollara bir göz atacağız.
SERVİKS (RAHİM AĞZI) KANSERİ
Kadın hastalıkları muayenesi (Jinekolojik muayene)
Çok kısa bir zaman almasına sadece 1-2 dakika sürmesine rağmen jinekolojik muayene pek çok kadında heyecan ve korku uyandırır. Bu endişeler özellikle ilk defa muayene olacak kişilerde doruk noktasındadır. Düzenli jinekolojik muayene kadın sağlığının vaz geçilmez bir ögesidir. Herhangi bir şikayeti olsun ya da olmasın cinsel yönden aktif olan her kadının yılda bir defa muayene olması son derece önemlidir. Bu sayede kanser dahil pekçok hastalık erken devrelerde fark edilebilir ve çok kolay yöntemler ile tedavi edilebilir.
ÖYKÜ
Tüm doktor muayenelerinde olduğu gibi jinekolojik incelemenin de ilk basamağı öykü almak ya da tıbbi deyimi ile anamnez almaktır. Bu aşama son derece önemlidir. Özellikle doktorunuza ilk defa muayene oluyorsanız anamnez doktorunuzun sizi tanıması ve olası problemler ve tanı hakkında fikir edinebilmesi için son derece önemlidir.
Hormon Yerine Koyma Tedavisi
Menopoz dönemine ya da yaş dönümüne giren kadınlar, bu dönemde ortaya çıkan bazı sıkıntıları gidermek için hormon (östrojen gibi) kullanma konusunda sorular sorarlar. Bu yakınmalar arasında sıklıkla sıcak basması, gece terlemesi ve vajende kuruluk bulunmaktadır. Vücut östrojen üretir, ancak bu üretim menopoz sırasında yavaşlar. Östrojen tek başına (karşıtsız östrojen) ya da başka bir kadın hormonu olan progestinle birlikte alınabilir. Bu hormonlar aynı zamanda osteoporozun (kemiklerin incelmesi) ve olasılıkla kalp hastalığının önlenmesi amacıyla da kadınlara verilmektedir. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, hormon yerine koyma tedavisinin uzun dönemli etkileri hakkında kuşkuya yol açmıştır.
HORMON YERİNE KOYMA TEDAVİSİNİN UYGULANMASI HANGİ GEREKÇELERLE DÜŞÜNÜLÜR?
Rahmin alınması (histerektomi)
Histerektomi rahim çıkarılması operasyonudur. Başlıca operasyon sebepleri tedaviye cevap vermeyen kanamalar, myomlar, endometriosis ve rahim iç zarı (endometrium) sorunlarıdır. Menopoz sonrası veya menopoza yakın yaşı olan kadınlarda beraberinde yumurtalıklar da alınır. Eğer yaş 40'ın altında ise ve yumurtalıklarda gözle görülen sorun yoksa en azından biri bırakılır.
Histerektomi yapılması için tıbbi gerekçeler nelerdir?
*Doğum sonrası hayatı tehdit eden ciddi kanamalar,
*Rahim ve yumurtalıkları tutan ciddi enfeksiyon ve apse gelişimi
*Rahim, rahim ağzı, yumurtalık veya tüplerin kanserleri
Bazen kalın barsak, rektum, mesane kanserlerinin tedavisi sırasında rahmin de çıkarılması gerekebilir.
Vulvodynia (Vulva ağrısı)
Vulvodynia vulva yani kadın dış genital organında kronik rahatsızlık ya da ağrı olarak tanımlanır.
Özellikle yanma, irritasyon, kaşıntı ve hassasiyet ile karakterizedir.
En sık görülen şikayet yanmadır.
Vulvo vajinal enfeksiyonlar (Vajinal akıntı)
Tanım: Vulva ve vajenin sık rastlanan infeksiyonları olup bir kısmı normal vajen florasında bulunan mikroorganizmaların çoğalması sonucunda bir kısmı ise cinsel temasla bulaşan infeksiyöz ajanlarla meydana gelir.
Etiyoloji: İnfeksiyöz vajenitler başta mayalar (Candida albicans) , bakteriler ve protozoonlar (Trichomonas vaginalis) olmak üzere viruslar, klamidyalar, mikoplazmalar gibi çok çeşitli mikroorganizmalar tarafından oluşturulabilir. Bakteriyel vajinoz Gardnerella vaginalis ve anaerobik bakterilerin sinerjik infeksiyonudur. Hem G.vaginalis hem de anaerobik bakteriler normal vajen florasında bulunmakla birlikte, vajinozda sayıları daha fazladır. Stafilokoklar, enterik basiller ve fusospiroketler vajinozların diğer bakteriyel nedenleridir. Entomoeba histolytica, Enterobius vermicularis, ektoparazitler, Herpes simplex virus, Human papilloma virus ve Mollusgum contagiosum sık olmayan vajenit etkenleri arasındadır.
Vulva kanseri (Kadın dış genital organı kanseri)
Kadın dış üreme organlarından vulva büyük ve küçük dudaklar, klitoris ve vagen girişini içeren bölgedir. Kadınlardaki kanserlerin %3'ü vulva kanseridir. Sıklıkla menopoz sonrası yıllarda ortaya çıkmaktadır.
Vulva kanserlerinin büyük bir kısmı squamoz tipte kanserlerdir. Yani cildi de döşeyen çok katlı dokunun kanserleridir. Bunun dışında özel kanser tiplerinden olan Paget hastalığı, bazal hücreli kanser, ve malign melanom da vulvada görülebilir.
Vulva kanserleri lokal olarak büyüyerek çevre doku ve organlarada hasara neden olurlar. İlk önce vulvada ülser şeklinde veya tümör şeklinde ortaya çıkar. Zaman ilerledikçe vulva bölgesindeki organlara , idrar yollarına, anüse, ve vaginaya ilerler. En son aşamada lenf damarlarına ulaşarak vücuda yayılır.
ŞİKAYETLER :
Vajinismus (Kadının ilişkiye girememesi)
Kadında cinsel işlev bozuklukları
Toplumda cinsellikle ilgili sorunlar ve cinsel işlev bozuklukları her ne kadar sık görülse de bunların önemli bir kısmı doktora yansıtılmamakta ve bu yüzden de çözümsüz kalmaktadır. Ülkemizde cinsel işlev bozukluklarıyla ilgili yapılan çalışmalar az sayıda olduğundan yurtdışından iki örnekle bu gerçeği vurgulamak istiyorum:
Yumurtalık ve tubalarda abse (Tubo-overian abse)
Tanım: İlk akut salpenjit atağından sonra gelişebileceği gibi, genellikle daha önce geçirilmiş PİH’e bağlı pelvik hasarın ve yapışıkıkların oluştuğu olgularda komşu overin özellikle de ovulasyon bölgesinin infeksiyonu ve apse oluşturmasıdır. Apse RİA’ı veya tüberküloz, aktinomiçes gibi granülomatöz hastalıkları olanlarda görülebilir. Apseler genellikle iki taraflıdır ve etken olarak birden çok ajan sorumludur.
Etiyoloji: PİH ile aynıdır.
Trikomonas enfeksiyonu (Pis kokulu yeşil akıntı)
Kadınlardaki patolojik vajinal akıntıların en önemli sebeplerinden birisi de trikomoniazis adı verilen hastalıktır. Bu hastalığın etkeni olan "Trikomonas vajinalis" mikroskopik bir canlı olup bakteri ya da virüs değildir. İlk kez 1836 yılında tanımlanan organizma ovoid şekilde bir protozoon'dur.
Tirkomoniazis dolayısı ile paraziter bir enfeksiyon olarak nitelendirilir. Bu nedenle genel kanının aksine antibiyotiklerin tedavide yeri yoktur.
Trikomonas cinsel ilişki ile bulaşabilen hastalıklar grubuna girmektedir. Herhangi bir yakınması olmayan asemptomatik hastalarda %5-15 oranında vajinada T.vajinalis bulunur. Enfekte hastaların %37'sinde trikomonas ile birlikte gonore'de bulunur. Hasta kadınların ise yaklaşık yarısının eşinde hastalık etkeni izole edilebilir. Kadınların %25'i hayatlarının herhangi bir döneminde bu enfeksiyona yakalanırlar.
Toksik Şok Sendromu (TSS)
Çağdaşlaşma ile birlikte modern kadının yaşantısında da büyük ve köklü değişiklikler meydana geldi. Geçmişte evde oturup çocuk bakan kadınların yerini çalışan ve üreten kadınlar aldıkça bu kadınların menstrüasyon dönemlerindeki ihtiyaçları da değişikliğe uğradı. Eskiden her ay yaşadıkları dönemi bez, pamuk gibi emici maddeler ile geçiren kadınlar hijyenik pedlerin piyasaya sürülmesi ve yaygın olarak kullanılması ile büyük rahatlık yaşamaya başladılar. Çalışma ve yaşam şartlarındaki sürekli değişim hijyenik pedleri de bir süre sonra yetersiz kılmaya başladı ve kadınlar adet dönemlerini diğer günlerden farksız geçirme isteklerini vajinal tamponlar ile sağladılar.