kadın hastalıkları

Hirşutizm (Kadınlarda aşırı kıllanma)

Hirşutizm, androjen adı verilen seks hormonuna bağlı kıllanma artışı olarak açıklanabilir. Kıllanma artışı genelde üst dudak, çene, kulak, yanak, alt karın, sırt, göğüs ve üst kol ile uylukta meydana gelir.

Hirşutizm, genelde androjen hormonunun artışına bağlı olarak meydana gelmekle birlikte bazen de kıl köklerinin bu hormona olan duyarlılığının artışı sonucunda da meydana gelebilir.

En sık rastlanılan nedeni, polikistik over hastalığıdır (POH). POH da tipik olarak adet düzensizlikleri, kısırlık, şişmanlık ve hirşutizm gözlenir. Bu hastalığa böbrek üstü bezlerinden androjen salınımını arttıran hipotalamao-hipofzer hastalığın neden olduğu sanılmaktadır.

Hiperprolaktinemi (Süt hormonu yüksekliği)

Prolaktin hormonu nedir?

Prolaktinin dilimizdeki karşılığı "süt hormonu"dur. Yapı olarak "şeker ve protein moleküllerinden oluşur. Prolaktin hormonu belirli düzeylerde kadın üreme organlarının gelişimi ve fonksiyonu için gereklidir.

Prolaktin hormonu nereden salınır?

Bu hormon beynimizin hipofiz denilen kısmındaki bazı hücrelerce üretilir ve kana karışır. İnsan vücudunda pek çok hormon gibi, bir yapım-salınım-yıkım dengesi vardır. Yine beynimizin hipotalamus denilen kısmından salgılanan Dopamin adı verilen bir başka hormon prolaktinin salınımın dengeler. Öyle ki, dopaminin azlığında prolaktin salgısı artar.

Prolaktin (süt hormonu) düzeylerini neler yükseltir?

Normal kadın, erkek ve çocukta prolaktin düzeyleri genellikle 25 ng/ml'nin altındadır.

Prolaktin (Süt hormonu) yüksekliğine yol açan durumlar

-Gebelik

-Emzirme İç salgı bezlerinden hipofizin prolaktin salgılayıcı tümörleri,

Gonore (Bel soğukluğu)

Neisseria gonorrhoeae (gonokok) adı verilen bakterinin yol açtığı bir enfeksiyondur. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en sık görülenidir.

A.B.D.'de her 30 saniyede bir kadının bel soğukluğuna yakalandığı ileri sürülmektedir. Bu kişiler 3-5 gün süren kuluçka dönemi süresince ileri derecede bulaştırıcı olmaktadırlar. Gonoreli bir erkek ile ilişki kuran her kadın enfekte olmaz. Sadece %60-90 kadında enfeksiyon gelişir. Kadından erkeğe bulaşma ise daha zordur.

Gonoreli bir kadınla ilişkide bulunan erkeklerin %20-40'ı enfekte olur.

Kadınlarda en çok rahim ağzında yerleşir.

Genito üriner enfeksiyonlar (Vajinal ve servikal enfeksiyonlar)

JİNEKOLOJİK ENFEKSİYONLAR

Kadın üreme sağlığını korumanın en önemli basamaklarından biri genital organlardaki enfeksiyonların erken tanı ve tedavisidir. Yaygın olarak görülen bu enfeksiyonlar kadına büyük rahatsızlık vermenin yanı sıra, kalıcı hasarlar vererek ileride infertilite (kısırlık) gibi istenmeyen sonuçlar doğurur.

GENİTAL HİJYEN VE ENFEKSİYONLAR

Genital hijyenin sağlanması, kadın sağlığı ve üreme sağlığının korunmasında ki en önemli basamaktır. Sağlıklı bir genç kızda genital organlar flora olarak adlandırılan bir çok mikroorganizmayı içerir. Bu mikroorganizmalar arasındaki dengenin bozulması enfeksiyonlara yol açarak üreme sağlığına zarar verebilir.

Genital temizlik nasıl yapılmalı?

-Tuvalet sonrası temizlik mutlaka önden arkaya doğru yapılmalı.

-Temizlik yapıldıktan sonra genital bölge mutlaka kurulanmalı.

Genital Tüberküloz (Kadın üreme organlarında verem)

Tüberküloz yani verem bir zamanların en tehlikeli ve en ölümcül hastalığıydı. Günümüzde ise eskisi kadar yaygın olmasa bile hala daha özellikle ülkemizde yaygın olarak görülmekte olan bir hastalıktır.

Ancak geliştirilen antibiyotik ve aşılar sayesinde hem önlenebilen hem de tedavi edilebilen bir hastalıktır. Son 50 yılda tüberküloz tedavisindeki gelişmelere ve gelişmiş ülkelerde büyük ölçüde yok edilmiş olmasına karşın tüm dünyada bakıldığında önlenebilen ölüm sebepleri arasında 5. sıradadır.

Dünya Sağlık teşkilatı 1990 yılında tüm dünyada 2.910.000 kişinin bu hastalık nedeni ile hayatını kaybettiğini açıklamıştır. Çarpıcı olan bu ölüm vakalarının sadece 40.000'inin gelişmiş ülkelerde meydana gelmesidir.

Genital Mikoplazma Enfeksiyonları

Etken: Mikoplazmalar. İnsanlarda atipik pnömoni (M.pneumoniae) ve ürogenital infeksiyonlara (M.genitalium, M.hominis, U.urealyticum) yol açarlar.

Epidemiyoloji: İnsan genital infeksiyonlarından sorumlu olan en sık mikoplazmalar, M.hominis ve U.urealyticum’dur. Bunlardan başka, bazı NGU olgularında sorumlu etken olarak M.hominis izole edilmiştir.

Hastalık tabloları: Ürogenital infeksiyonların etiyolojisinden sorumlu olduğu kanıtlanmış üç mikoplazma; U.urealyticum, M.hominis ve M.genitalium’dur. NGU, piyelonefrit, prostatit, epididimit, bakteriyel vajinoz, PID, koriyoamniyonit, nadiren de infertilite olgularında, sorumlu patojen olabilmektedirler. Özellikle U.urealyticum’un spontan abortus, ölü ya da erken doğum, düşük doğum ağırlıklı prematüre doğum olguları ile ilişkisi dikkat çekicidir.

Genital Herpes (Genital Uçuk)

Yaygın adı ile uçuk olarak bilinen lezyon, Herpes Simpleks Virus (HSV) adı verilen virüsün yol açtığı bir enfeksiyondur.

Sadece 45 milyon kişi A.B.D.'de bu hastalğa yakalanmıştır ve her yıl 500.000 yeni vaka ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun dramatik olan yanı hastaların %80'i ya herhangi bir yakınma ortaya çıkmadığı ya da belirtileri yanlış yorumladığı için hasta olduğunun farkında değildir.

HSV'nin 2 tipi vardır: HSV1 ve HSV2. HSV1 genelde dudak etrafındaki uçuk şeklinde lezyonlara neden olurken, HSV2 genelde genital organlarda enfeksiyon yaratmaktadır.

Virus ilk defa enfeksiyon yarattıktan sonra sinir düğümlerinde sessiz olarak yıllarca bekleyebilmekte ve uygun ortam ve zamanda yeniden enfeksiyona neden olabilmektedir. Bu nedenle HSV enfeksiyonları sinsi enfeksiyonlardır.

Belirtiler

Bakteriyel Vajinit (Gardnarella Enfeksiyonu)

İlk defa 1955 yılında tanımlanan ve Haemophilus vaginalis adı verilen bir bakterinin yol açtığı vajinal enfeksiyondur.

Etkene Gardnerella vajinalis adı da verilir. Cinsel ilişki ile bulaşabilir ancak bu konuda bilimsel bir görüş birliği yoktur.

Halk arasında en çok görülen vajinal enfeksiyonun mantar enfeksiyonu olduğu sanılmasına rağmen gerçekte en sık bakteriyel vajinozis yani Gardnarella enfeksiyonu görülür. Kadınların %10-68'inde gardnarelle vajiniti görülür.Genelde üreme çağındaki kadınlarda rastlanır.

Belirtileri

Vajina, ürethra (mesane ile idrar çıkış noktası arasındaki boru), mesane ve genital bölgedeki deriyi tutar.

Erken menopoz (Prematür ovarian yetmezlik)

Perimenopozda overde, follikül sayısında belirgin azalma olur ve kalan folliküller follikül uyarıcı hormon (FSH) ve luteinize edici hormon (LH) lara yetersiz cevap verirler. Kırk yaş civarında overlerin büyüklüğünde azalma başlar ve perimenopoz döneminde bu azalma hızlanır. Over büyüklüğündeki azalma gronuloza, teka hücrelerinde ve stromadaki azalmayı gösterir. Östrojen üretiminin azalmasına paralel olarak kan FSH seviyeleri 10-15 misli artar. İnhibin A ve B düzeyleri postmenopozal dönemde ölçülemeyecek seviyeye iner. Doğal menopozu etkileyen en önemli faktörler, ailevi ve genetik faktörlerdir. Sigara içilmesi menopozu ortalama 1,5 yıl erkene almaktadır. Multiparite ve vücut kitle indeksinde artış (obesite) menopoza daha geç girmeye neden olmaktadır. Doğum kontrol hapı kullanımı, ilk adet yaşı, sosyoekonomik durum ve ırkın menopoz yaşı ile bir ilgisi bulunmamıştır.

Endometriozis

Endometriosis uterus (rahim) boşluğu dışında, rahim içini döşeyen ve adetle dökülen endometrial dokuların varlığı olarak tanımlanır. Sıklıkla rahim arkası boşluk, rektovaginal aralıkta (vagina ile barsağın son kısmı arası boşluk), barsağın son kısmının üzerinde, tüpler, yumurtalıklar, rahimi tutan arka bağlar, mesane ve karın içi yan duvarlarda bulunur.

Endometriosis genetik bir hastalık mıdır?
Çalışmalar kız kardeşlerin, kocalarının kız kardeşlerine göre 6 kez, başka bir çalışma diğer kadınlara göre 8 kez artmış riskten söz ediyor. Etkilenen kız kardeşler diğerlerine göre hastalığı daha ciddi geçirebilirler. Ancak genetik geçişin şekli bilinmiyor.

Hangi sıklıktadır?

Genel kadın toplumunda % 2-5 arasında, çocuk sahip olamayan kadınlarda % 30-40 sıklıkta bulunabildiği bilinmektedir.

Nedeni nedir?

Endometrial polipler

Endometriyal polipler, rahmin iç duvarlarında (endometrium) gelişen yumuşak ve küçük oluşumlardır. Hemen hemen hiçbir zaman habis olmazlar ve genellikle menopoz devresinde ortaya çıkarlar. Tek olabilecekleri gibi salkım halinde de gelişebilirler.

Belirtiler

- Adet kanamaları arasında, özellikle cinsel ilişki veya vajinal duştan sonra damla damla kanama;

- Alt karında kramplar;

- Ağır kanamalı veya uzayan adet dönemleri.

Genellikle endometriyal polipler pek belirti göstermezler. Ancak bazen vajinanın içine taşarlar ve bu sırada rahim boynunun girişini biraz genişlettikleri için kramplara neden olurlar.

Sarkan polipler sıkışarak kan kaybederlerse, iltihaplanabilirler. Polipler çoğunlukla, endometrial hiperlazi ile veya fibroid denilen sert oluşumlarla birlikte görülürler.

Endometrial hiperplazi (Endometrium kalınlaşması)

Endometriyal hiperplazi rahmin iç zarı (endometrium) çok kalınlaştığı zaman ortaya çıkar. Daha çok ergenlik çağındaki genç kızlarla menopoza yaklaşan kadınlarda görülen bir problemdir.

Belirtiler

- Adet dönemleri arasında kanama;

- Ağır kanamalı veya uzayan adet dönemleri.

Tedavisi kolaydır, ancak kanser öncesi bir durum olan "adenomatöz hiperplazi den ayırt etmek gereklidir.

Teşhis

Doktorunuz endometrial hiperplaziden şüphelenirse, endometriumdan küçük bir parça kalarak, laboratuvarda endometriyal biopsi yapacaktır. Parça alma işlemi doktorun muayenehanesinde uygulanabilirse de biraz rahatsızlık vericidir.

Tedavi

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)

Bu başlık altında toplanan hastalıklar iki insan arasında oluşan cinsel nitelikli yakın temasla bulaşan mikrobik (bakteri, virüs, parazitlere bağlı) hastalıklardır. Önceleri zührevi hastalıklar olarak anılan bu hastalıkların bir kısmı yanlızca genital bölgede belirtilere neden olurken (kadında vajinal akıntı, erkekte üretradan akıntı, heriki cinste genital bölgede ülser gibi), diğer bir kısmı tüm vücudu etkileyen genel belirtilere neden olurlar (frengi, hepatit B ve AIDS gibi).

Candida Vajiniti

Etken: En sık görülen Candida vajiniti etkeni C.albicans’dır (%90). Normalde ağız, boğaz, barsaklar, vajina ve cilt florasında bulunurlar. Daha az olarak C.tropicalis ve C.glabrata da etken olabilir.

Epidemiyoloji: Kandidoz; diyabetiklerde, antibiyotik, kortikosteroid ya da oral kontraseptif kullananlarda, uzun süreli damar içi kateter kullananlar ve gebelerde daha sık görülür. Hücresel immünite kusuru olanlarda ise yaygın olarak kronik mukokutanöz kandidoz oluşur. Fırsatçı patojendirler ve genellikle endojen infeksiyonlara yol açarlar. Ekzojen infeksiyon daha nadir olduğu için bir cinsel temasla bulaşan hastalık olarak kabul edilmemesi eğilimi vardır.

Hastalık tabloları: Çoğu vajinitli hastada belirgin bir yakınma yoksa da cinsel ilişki sırasında yanma, kaşıntı, peynirimsi vaginal akıntı, vajinal hiperemi ve ödem görülebilir.