Kadın

Myomlar (Rahimde Ur)

Değişik nedenlerle jinekologa giden pek çok kadının arkadaşlarına biraz da korkarak "bende ur varmış" dediğine birçoğumuz şahit olmuşuzdur. Halk arasında ur olarak adlandırılan bu durum aslında myomdur. Fibroid ya da leiomyoma adı da verilen myomlar, düz kas ve bağ dokusu içeren iyi huylu (kanser olmayan) kitlelerdir. Uterusun (rahim) kalın duvarı 3 tabakadan oluşur. Bunlardan en içte olanı endometrium adını alır ve adet siklusu boyunca değişimler gösterir ve eğer gebelik olmaz ise dökülerek adet kanaması ile birlikte atılır.. Ortadaki kas tabakasına myometrium denir. Uterusun en kalın tabakasıdır ve istemsiz çalışan düz kaslardan oluşur. Bu kaslar adet kanaması esnasında rahim içinde biriken kanı, doğum esnasında ise bebek ve plasentayı rahim dışına atmak için kasılır.. Uterusu dışarıdan çevreleyen zar tabakasına ise seroza ismi verilir.

Menopoz

Menopoz Nedir?

Menopoz, kelime anlamı olarak aylık adet kanamalarının doğal yolla bitmesi demektir. Bu süre içinde yumurtalıklar, iki kadınlık hormonu olan östrojen ve progesteron salınmasını yavaşlatır ve bir süre sonra da üretimini durdurur. Bir sene boyunca adet görülmemesi durumu menopoz olarak tanımlanmaktadır.Halk arasında menopoz menapoz yada menepoz olarak da ifade edilir.

Meme kanseri

Kanser Nedir ?

Vücudumuzdaki tüm organlar hücrelerden yapılmışlardır. Hücreler çok küçük birimlerdir ve ancak mikroskop altında görüntülenebilirler.Normal vücut hücreleri sistemli bir şekilde büyür, bölünür ve ölür. Hayatımızın ilk yıllarında yetişkin oluncaya dek normal hücreler daha hızlı bölünür. Yetişkinliğe ulaşılmasının ardından, pek çok dokuda hücreler yanlızca ölen hücreleri yenilemek ve yaralanmaları gidermek amacı ile bölünmeye devam eder. Normal şartlar altında, eğer yeni hücreler gerekmiyorsa her hücrenin içinde bulunan bazı mekanizmalar hücreye bölünmesini durdurmasını söyler.

Meme hastalıkları (Memenin benign ve malign tüm hastalıkları)

Memede görülen hastalıklar yerleşim ve tutulum lokalizasyonlarına göre gruplandırılırsa ;

Meme derisinde; Epidermal ve sebase kistler, nörofibromatozis, Mondor hastalığı, steatositoma multipleks, inflamatuar karsinoma, deri nekrozu, piyoderma gangrenozum, candidal intertrigo, herpes zoster enfeksiyonu (zona), sifiliz ve melanom görülen hastalıklardır.

Meme başı-areola kompleksinde görülen hastalıklar; Dermatit, meme başı adenomu, hidradenitis süpürativa, leomyom, paget hastalığı.

Majör subareoler duktuslarda; Duktal ektazi, soliter papillomlar, papiller karsinom.

Terminal duktuslarda; Duktal hiperplaziler, multiple periferal papillomlar, radiyal skar ve kompleks sklerozan lezyonlar, duktal adenom, duktal insitu karsinom, invaziv duktal karsinom, tubüler karsinom, müsinöz karsinom, meduller karsinom, invaziv kribriform karsinom, adenoid kistik karsinom, yassı hücreli kanser, metaplastik karsinom ve sekretuar karsinom görülebilir.

Meme enfeksiyonları

Bazen mastit denilen meme enfeksiyonlarına süt veren veya süt vermeyi yeni kesmiş kadınlarda rastlanması yaygındır. Bu enfeksiyonlara genellikle çatlak bir meme başından içeri sızan bakteriler neden olur. Enfeksiyon çok şiddetliyse apse şekline de dönüşebilir. Çevredeki dokular kendilerini korumak için, enfeksiyonun etrafında sertleşerek bir duvar oluşturan bir madde salgılarlar. Bu duvarın içinde iltihap birikir.

Belirtiler

- Kırmızı, hassas, acı veren yumru veya şişlik;

- Koltuk altındaki memeye yakın bezlerde şişme;

- Ateş.

Teşhis

Süt veren bir kadında yukarıda belirtilen semptomların bir araya gelmesi, bir enfeksiyonun güçlü belirtisidir.

Mastit (Meme iltihabı)

Meme iltihabı nedir?

Tıkanmış süt kanallarının yada mikroorganizmaların neden olduğu bir hastalıktır. Belki de anneler için en rahatsız edici durumdur meme iltihabı. Ateş, halsizlik, yorgunluk, memede ağrı ve kızarıklık gibi belirtileri vardır.

Meme iltihabının nedenleri nelerdir?

Mastit bebeğini emziren-emzirmeyen her 20 anneden birinde görülür. Enfeksiyon, genellikle meme başında bulunan çatlaklardan süt kanallarına doğru yayılır. Emzirmeyen annelerde göğüslerin şişmesi de mastite yol açabilir. Diğer nedenler arasında, emzirme yoluyla göğüslerin yeterince boşaltılamaması hastalıklara karşı azalan direnç sayılabilir. Nitekim yeni doğum yapmış annelerin çoğu aşırı bir yorgunluk ve stres altındadırlar ve yeterince beslenememektedirler.

Mantar (Vajinal Mantar Enfeksiyonları)

(Mikotik vajinit) Vajinal mantar enfeksiyonları ilk kez 1849 yılında gebe bir kadında tanımlanmıştır. Erişkin kadınların yaklaşık %75'i yaşamlarının herhangi bir döneminde en az bir kez mantar enfeksiyonu geçirirler

Çoğu kez gebelik, antibiyotik kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkan bu durum tedaviye kolay cevap verir. Ancak kronik vajinal mantar enfeksiyonu hem cinsel hem de psikolojik sorunlara yol açabilir. Vajinal mantar enfeksiyonlarına yol açan mikroorganizmalardan en sık görüleni Candida Albikans adı verilen bir maya hücresidir. Vakaların %67-95'inde bu mantar hücresi sorumlu olarak bulunduğundan, vajinal mantar enfeksiyonları genelde vajinal kandidiyazis şeklinde tanımlanır.

Lüteal faz defekti

Normalde her adet döneminde beyin ve yumurtalıklardan salgılanan hormonların etkisi ile endometrium adı verilen rahim iç zarında da değişiklikler olur.

Adet siklusunun ilk yarısında yani yumurtlamadan önce endometrium giderek kalınlaşırken yumurtlama olduktan sonra artık daha fazla kalınlaşmaz ancak olgunlaşır. Bu ikinci döneme siklusun luteal fazı adı verilir.

Luteal faz defekti ya da luteal faz yetmezliği ise siklus günü ile karşılaştırıldığında endometriumun 2 gün ya da daha fazla geride olması anlaşılır.

Normal kadınlarda değişik zamanlarda %30 oranında saptanır. Eğer iki adet dönemi arka arkaya saptanır ise infertilite nedeni olabileceği kabul edilir. İnfertilite nedeni ile tedavi olan kadınların %3-4'ünde sorun luteal faz defektidir.Tekrarlayan düşüklerde bu oran biraz daha yüksektir.

Lenfogranuloma venereum (LGV)

C.trachomatis’in L1,2,3 serotipleri ile oluşturulur. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır. Diğer CTBH serotiplerine rağmen lokalize kalmayan, özellikleri lenfoid dokuyu tutmakla birlikte sistemik hastalık tablosuna da neden olurlar. Cinsel temas yolu ile alındıktan sonra 1-4 haftalık kuluçka süresinden sonra iki farklı sendrom halinde ortaya çıkar;

Kondilom (Genital siğil)

Kondilom ya da condyloma accumunata adı verilen genital siğil pek çok kadına sıkıntı veren tatsız lezyonlardır. Tekrarlama eğiliminin olması çoğu zaman kadının moralini bozar. Kondilomlar cinsel yolla bulaşan ve human papilloma virus (HPV) adı verilen bir virusun neden olduğu enfeksiyonlardır.

Kondilomlar cinsel yolla bulaşan ve human papilloma virus (HPV) adı verilen bir virusun neden olduğu enfeksiyonlardır.

Kasık ağrısı (Kronik pelvik ağrı)

Kronik pelvik ağrı denildiğinde 6 aydan daha uzun süredir var olan, siklik ve ya siklus ile ilgisiz, devamlı ya da aralıklarla gelen ağrılar tanımlanmaktadır. Dismenore, disparoni gibi ağrılar da bu durum içine girmektedir. Kronik pelvik ağrıya jinekolog, ürolog, gastroenterolog, ortopedist ve psikologların beraberce ekip olarak yaklaşması önerilmektedir.

Ağrı künt, keskin ya da kramp tarzında olabilir. Göbek deliği ile dizlerin arasında "biryerlerde" mevcuttur. Hastaya ağrının yerini göstermesi söylendiğinde eliyle bütün bir karın bölgesini gösterir. Hemen hemen her durumda ortaya çıkabilir. Cinsel ilişki esnasında, tuvalette hatta yerden sandalyeye çıkıldığında bile ağrı başlayabilir. Sıklıkla uzun süre ayakta durmak ağrıları başlatır. Şiddeti hafifden çok şiddetliye kadar uzanabilir.

Kadın üreme organlarının kanserleri ve erken teşhis yöntemleri

VULVA KANSERİ

Çok nadir görülen vulva kanseri jinekolojik kanserlerin %4'ünü oluşturur. Erken dönemlerde vulvayı döşeyen epitel hücrelerindeki değişiklikler ile başlayan bu kanser menopoz sonrası dönemde görülür. Kaşıntı ve pigmentasyona yol açar. Erken dönemlerinde tedavisi mümkündür.

VAJİNAL KANSER

Vajinal kanser annesi gebeliği döneminde Dietilstilbestrol (DES) adlı ilacı kullanan kadınlarda görülür. Bu kadınlarda rahim ağzında bulunan glandular doku (bezleri içeren doku) vajinada da bulunur. Bu kadınlarda yirmili yaşlarda adenokarsinoma olarak adlandırılan kanser gelişir. Diğer tip vajinal kanserler epitel dokudan köken alır, yavaş ilerleyen bu tip kanser 45-65 yaşlarındaki kadınlarda görülür.

Vajinal kanserin yol açtığı yakınmalar;

-Cinsel ilişki sonrası vajinal kanama
-Ağrılı cinsel ilişki
-Vajinal akıntı
-Vajinada yaraların çıkması ve enfekte olması

İntraduktal papilloma

Intraduktal Papillomalar süt kanallarının meme başına bağlandığı noktada gelişen küçük selim tümörlerdir. Pek sık görülmeyen bu tümörler genellikle hissedilmeyecek kadar küçüktürler.

Belirtiler

- Meme başından sulu veya kanlı bir akıntı;

- Meme başının arkasında çok küçük bir yumru.

Teşhis

Doktorunuz meme kanseri olmadığınızı belirlemek için ve memelerdeki kitleleri teşhis etmek için gerekli olağan muayeneyi yapar. Areola bölgesine hafifçe bastırarak papillomanın olduğu kanalı tespit etmeye çalışır. Böylece belirlenen tümörle birlikte kanal çıkarılır. lntraduktal papillomalar selim tümörlerdir ama kanser olmadıklarından emin olmanın tek yolu çıkarmaktır.

Tedavi

Eğer ele gelen bir yumru varsa operatör bunu çıkarabilir. Hiç yumru bulunamadığında, düzenli mamogramları da içeren dikkatli bir takip gerekecektir.

Hirşutizm (Kadınlarda aşırı kıllanma)

Hirşutizm, androjen adı verilen seks hormonuna bağlı kıllanma artışı olarak açıklanabilir. Kıllanma artışı genelde üst dudak, çene, kulak, yanak, alt karın, sırt, göğüs ve üst kol ile uylukta meydana gelir.

Hirşutizm, genelde androjen hormonunun artışına bağlı olarak meydana gelmekle birlikte bazen de kıl köklerinin bu hormona olan duyarlılığının artışı sonucunda da meydana gelebilir.

En sık rastlanılan nedeni, polikistik over hastalığıdır (POH). POH da tipik olarak adet düzensizlikleri, kısırlık, şişmanlık ve hirşutizm gözlenir. Bu hastalığa böbrek üstü bezlerinden androjen salınımını arttıran hipotalamao-hipofzer hastalığın neden olduğu sanılmaktadır.