Klamidyoz (Klamidya enfeksiyonları)
Genital enfeksiyonlar
Üreme sağlığını korumanın en önemli basamaklarından biri genital organlardaki enfeksiyonların erken tanı ve tedavisidir. Yaygın olarak görülen bu enfeksiyonlar büyük rahatsızlık vermenin yanı sıra, yaptığı kalıcı hasarlarla ileride infertilite gibi istenmeyen sonuçlar doğurur.
Vajinal Enfeksiyonlar;
Kadınlarda en sık görülen enfeksiyonlar vajinal enfeksiyonlardır. Vajiniti olan kadınların en önemli yakınmaları, kaşıntı ve yanma hissi, koyu renkli ve kötü kokulu vajinal akıntı, idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrıdır. Mantarlar, bakteriler ve bazı parazitler enfeksiyonlara yol açabilir.
Mantar enfeksiyonları gebelikte, antibiyotik ve doğum kontrol hapı kullananlarda ve şeker hastalarında sık görülür. Mantara bağlı vajinitlerde beyaz renkli ve peynirimsi bir akıntı olur. Vajinal mantar enfeksiyonları spermin yumurtaya doğru taşınmasını engeller. Vajinal ortama değiştirerek spermin canlı kalma süresini kısaltır. Mantar enfeksiyonları erkeklerde de görülebilir ve kaşıntı, akıntı gibi yakınmalara yol açar. Bu enfeksiyonlar sperm transportunu engeller ve sperm hücrelerine tutunarak sperm hareketliliğini azaltır. Antimikotik (mantarlara etkili) ilaçlar ile kolayca tedavi edilebilir.
Trikomonas adı verilen parazit kadınlarda vajina, erkeklerde üretra ve prostat bezinde yaşayarak çoğalır ve cinsel ilişki ile bulaşır. Yol açtığı vajinal enfeksiyonlarda kötü kokulu, yeşil renkli bir akıntı, kaşıntı, idrar yaparken yanma ve sızıya yol açar. Erkeklerde akıntı ve kaşıntıya yol açabilir. Bu parazit vajinal ortamı bozarak üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu enfeksiyon antibiyotikler ile tedavi edilir.
Bakterilerin neden olduğu ve bakteriyel vajinoz olarak adlandırılan durumda sarı renkli ve kötü kokulu vajinal akıntı görülür. Bu enfeksiyon erkeklerde genellikle herhangi bir bulguya yol açmaz. Vajinal ortamı değiştirerek spermin hareketini olumsuz etkiler ve döllenmeyi engeller. Düşük ihtimalini arttırır. Bu durum antibiyotikler ile tedavi edilebilir.
Klamidya Enfeksiyonları;
Cinsel temas yolu ile geçen hastalıkların en sık görülen ve en önemli olanlarından biridir. Klamidya enfeksiyonları kadınlarda kokusuz sarı renkli akıntı, adet dönemlerinin ortasında kanama, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabileceği gibi hiç bulgu vermeden ilerleyerek tüplerde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak infertiliteye neden olabilir.
Klamidya enfeksiyonları erkeklerde peniste beyaz renkli akıntıya, idrar yaparken yanma ve sızıya neden olur. Epididimis ve prostat bezi etkilenir. Çocuğu olmayan çiftler klamidya enfeksiyonu yönünden de incelenmelidir. Hastalık gerekli laboratuvar incelemeleri ile tespit edildikten sonra antibiyotik tedavisi uygulanır. Kadınlarda ilerlemiş vakalarda laparoskopi ile tüplerde tıkanıklık tespit edildiğinde tüp bebek tedavisi önerilir.
Üreoplazma ve Mikoplazma enfeksiyonları;
Kadın ve erkekte genellikle herhangi bir bulguya yol açmayan bu mikroorganizmaların düşük riskini arttırdığı bilinmektedir. Gerekli laboratuvar incelemeleri ile tespit edilen enfeksiyonlar antibiyotik ile tedavi edilebilir.
Gonore (Bel Soğukluğu);
Cinsel temas yolu ile bulaşan diğer önemli enfeksiyon gonoredir. Bu enfeksiyon kadınlarda bulgu vermeyebileceği gibi vajinal akıntı, bel ağrısı ve adet düzensizliklerine de neden olabilir. Erkeklerde sarı renkli uretral akıntı, idrar yaparken yanma ve ağrıya neden olur. Enfeksiyon kan yolu ile yayılarak çok daha ciddi tablolar oluşturabilir. Kadınlarda Fallop tüplerinde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak, erkeklerde ise sperm geçişini engelleyerek infertiliteye neden olabilir. Hastalık teşhis edildikten sonra antibiyotikler ile tedavisi kolaydır.
Herpes Simpleks Virüs Enfeksiyonları;
Uçuk virüsü olarak bilinen bu virus genital organlarda ağrılı ülserler oluşturur. Kadınlarda vajina ve rahim ağzında erkeklerde ise peniste oluşan ülserler büyük rahatsızlık verir. Ateş, kas ağrıları ve yorgunluk da tabloya eşlik edebilir. Cinsel ilişki ile bulaşan enfeksiyon sık sık tekrarlama eğilimindedir. Tekrarlayan enfeksiyonlar daha hafif seyreder. Kadınlarda adet kanamasından 5-10 gün önce enfeksiyon başlar. Kronik bir enfeksiyon olan herpesin kesin tedavisi yoktur, tedavi semptomatik yani virüsün yol açtığı rahatsızlıkların ve ağrının giderilmesini ve oluşan ülserlerin çabuk iyileştirilmesini amaçlar. Herpes enfeksiyonu vajinal ortamı değiştirerek ve cinsel ilişkiyi imkansız kılarak gebeliğin elde edilmesini zorlaştırır.
Gebelikte herpes enfeksiyonları çok önemlidir. Yeni doğanda yaygın herpes enfeksiyonuna ve ensefalite (beyin iltihabı) neden olur. Aktif herpes enfeksiyonu olan gebeler sezeryan ile doğum yapmalıdır.
Genital siğiller;
Human papilloma virüs enfeksiyonları erkeklerde peniste, kadınlarda vajina ve rahim ağzında siğillerin çıkmasına neden olur. Bu enfeksiyonlar vajinanın normal ortamını bozarak gebeliğin oluşmasını engeller, ayrıca virüsün bazı tipleri rahim ağzı dokusunda değişikliklere ve rahim ağzı kanserine neden olabilir. Gebelikte bu tip lezyonlar büyüyerek rahim ağzını kapatır ve normal doğuma olanak vermez. Tedavisinde siğillerin cerrahi olarak çıkartılması veya yakılması gerekir.
Frengi (Sifilis);
Bir bakterinin neden olduğu bu hastalık hayatı tehlike oluşturabilir. Enfeksiyon cinsel temas yolu ile bulaşır. Günümüzde etkin antibiyotiklerin kullanılması ile frengi vakalarında belirgin bir azalma tespit edilmiştir. Gebelikteki frengi vakalarında bebekte etkilenebilir. ve yeni doğanın ağır tabloları ortaya çıkar. Frenginin ilk bulgusu çoğunlukla genital bölgede ağrısız yumuşak kabartılardır. Eğer tedavi edilmezse bu durum kendiliğinden kaybolur ve bakteri vücutta kalıcı olur. Bir süre sonra (3 hafta-6 ay) vücuda yayılan kızarıklıklar oluşur. Genital bölgede gri renkli yaralar belirir ve genel olarak ateş, yorgunluk, boğaz ağrısı ve saç dökülmesi görülür. Enfeksiyon bu dönemde de tedavi edilmezse bir süre sonra vücudun kalp, beyin ve sinir sistemi gibi hayati organlarını etkiler. Enfeksiyon bu aşamada vücutta kalıcı hasarlar oluşturabilir ve hayati tehlike oluşturabilir. Günümüzde frengi teşhis edildiğinde etkin tedavisi mümkündür. Eşlerin birlikte tedavi edilmesi gereklidir.
Genital enfeksiyonların önlenmesi, tanı ve tedavisi
Genital enfeksiyonların hepsi her zaman bulgu vermeyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller çok önemlidir. Bazı hastalara üreme kanallarında enfeksiyona bağlı kalıcı hasar oluştuğu söylendiğinde bunu kabullenmekte zorluk çekerler, çünkü enfeksiyon geçirdiklerini hatırlayamazlar. Bu enfeksiyonlara sub-klinik, yani klinikde hiç bir bulgu vermeden oluşan enfeksiyonlar denir. Bu enfeksiyonların tanısı ancak düzenli kontrollerle konulabilir. Vajina ve rahim ağzından alınan örneklerde yapılan laboratuvar incelemeleri ile enfeksiyon etkeni saptanır. Etken olan mikroorganizmanın tanımlanması tedavinin etkili olması açısından çok önemlidir. Uygun antibiyotik kullanımı ile genital enfeksiyonların tedavisinden kesin sonuç almak mümkündür. Kadınlarda geç kalınan durumlarda enfeksiyon karın içine yayılarak pelvik enflamatuvar hastalık olarak adlandırdığımız ateş, titreme gibi sistemik bulguların da görüldüğü ve üreme organlarında kalıcı hasarlar oluşturan klinik tabloyla karşılaşılabilir.
Enfeksiyondan şüphelenildiğinde derhal doktora başvurulmalıdır. Rastgele kullanılan antibiyotikler etken mikroorganizmanın direnç kazanmasına ve tedaviyi daha da güçleştirerek durumun uzamasına neden olabilir.
Genital enfeksiyonlarda tedaviden daha önemli basamak enfeksiyonlardan korunmakdır. Çok eşlilik genital enfeksiyon riskini arttırır. Bu nedenle bazı batılı toplumlarda hijyen (vücut ve çevre temiziği) iyi olmasına rağmen genital enfeksiyonlara sık rastlanır. Evli çiftlerin tedavisinde hem kadının hem de erkeğin değerlendirilmesi ve tedavisi gerekir. Vücut ve yaşanılan çevrenin temizliğine dikkat edilmelidir. Genital bölgenin temizliği abartılmamalı ve genital temizlik için kimyasal içeren ürünler kullanılmamalıdır. Çünkü vücudun tüm mukozal yüzeylerinde (vajina, ağız, burun v.s) flora olarak adlandırılan koruyucu bir mikroorganizma popülasyonu vardır. Aşırı temizlik ile bu mikroorganizmaların uzaklaştırılması enfeksiyonlara zemin hazırlar. Genital bölgeye deodorant sıkılması, kokulu tampon ve pedlerin kullanımı sakıncalıdır. Genital bölgenin nemli kalmamasına özen gösterilmesi gerekir. Bu durum mikroorganizmaların çoğalmasını kolaylaştırır. Bu nedenle pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli ve dar giysilerden kaçınılmalıdır.
Üreme sağlığını korumanın en önemli basamaklarından biri genital organlardaki enfeksiyonların erken tanı ve tedavisidir. Yaygın olarak görülen bu enfeksiyonlar büyük rahatsızlık vermenin yanı sıra, yaptığı kalıcı hasarlarla ileride infertilite gibi istenmeyen sonuçlar doğurur.
Vajinal Enfeksiyonlar;
Kadınlarda en sık görülen enfeksiyonlar vajinal enfeksiyonlardır. Vajiniti olan kadınların en önemli yakınmaları, kaşıntı ve yanma hissi, koyu renkli ve kötü kokulu vajinal akıntı, idrar yaparken yanma ve cinsel ilişki sırasında ağrıdır. Mantarlar, bakteriler ve bazı parazitler enfeksiyonlara yol açabilir.
Mantar enfeksiyonları gebelikte, antibiyotik ve doğum kontrol hapı kullananlarda ve şeker hastalarında sık görülür. Mantara bağlı vajinitlerde beyaz renkli ve peynirimsi bir akıntı olur. Vajinal mantar enfeksiyonları spermin yumurtaya doğru taşınmasını engeller. Vajinal ortama değiştirerek spermin canlı kalma süresini kısaltır. Mantar enfeksiyonları erkeklerde de görülebilir ve kaşıntı, akıntı gibi yakınmalara yol açar. Bu enfeksiyonlar sperm transportunu engeller ve sperm hücrelerine tutunarak sperm hareketliliğini azaltır. Antimikotik (mantarlara etkili) ilaçlar ile kolayca tedavi edilebilir.
Trikomonas adı verilen parazit kadınlarda vajina, erkeklerde üretra ve prostat bezinde yaşayarak çoğalır ve cinsel ilişki ile bulaşır. Yol açtığı vajinal enfeksiyonlarda kötü kokulu, yeşil renkli bir akıntı, kaşıntı, idrar yaparken yanma ve sızıya yol açar. Erkeklerde akıntı ve kaşıntıya yol açabilir. Bu parazit vajinal ortamı bozarak üreme sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu enfeksiyon antibiyotikler ile tedavi edilir.
Bakterilerin neden olduğu ve bakteriyel vajinoz olarak adlandırılan durumda sarı renkli ve kötü kokulu vajinal akıntı görülür. Bu enfeksiyon erkeklerde genellikle herhangi bir bulguya yol açmaz. Vajinal ortamı değiştirerek spermin hareketini olumsuz etkiler ve döllenmeyi engeller. Düşük ihtimalini arttırır. Bu durum antibiyotikler ile tedavi edilebilir.
Klamidya Enfeksiyonları;
Cinsel temas yolu ile geçen hastalıkların en sık görülen ve en önemli olanlarından biridir. Klamidya enfeksiyonları kadınlarda kokusuz sarı renkli akıntı, adet dönemlerinin ortasında kanama, cinsel ilişki sırasında ağrıya neden olabileceği gibi hiç bulgu vermeden ilerleyerek tüplerde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak infertiliteye neden olabilir.
Klamidya enfeksiyonları erkeklerde peniste beyaz renkli akıntıya, idrar yaparken yanma ve sızıya neden olur. Epididimis ve prostat bezi etkilenir. Çocuğu olmayan çiftler klamidya enfeksiyonu yönünden de incelenmelidir. Hastalık gerekli laboratuvar incelemeleri ile tespit edildikten sonra antibiyotik tedavisi uygulanır. Kadınlarda ilerlemiş vakalarda laparoskopi ile tüplerde tıkanıklık tespit edildiğinde tüp bebek tedavisi önerilir.
Üreoplazma ve Mikoplazma enfeksiyonları;
Kadın ve erkekte genellikle herhangi bir bulguya yol açmayan bu mikroorganizmaların düşük riskini arttırdığı bilinmektedir. Gerekli laboratuvar incelemeleri ile tespit edilen enfeksiyonlar antibiyotik ile tedavi edilebilir.
Gonore (Bel Soğukluğu);
Cinsel temas yolu ile bulaşan diğer önemli enfeksiyon gonoredir. Bu enfeksiyon kadınlarda bulgu vermeyebileceği gibi vajinal akıntı, bel ağrısı ve adet düzensizliklerine de neden olabilir. Erkeklerde sarı renkli uretral akıntı, idrar yaparken yanma ve ağrıya neden olur. Enfeksiyon kan yolu ile yayılarak çok daha ciddi tablolar oluşturabilir. Kadınlarda Fallop tüplerinde tıkanıklık ve yapışıklıklar oluşturarak, erkeklerde ise sperm geçişini engelleyerek infertiliteye neden olabilir. Hastalık teşhis edildikten sonra antibiyotikler ile tedavisi kolaydır.
Herpes Simpleks Virüs Enfeksiyonları;
Uçuk virüsü olarak bilinen bu virus genital organlarda ağrılı ülserler oluşturur. Kadınlarda vajina ve rahim ağzında erkeklerde ise peniste oluşan ülserler büyük rahatsızlık verir. Ateş, kas ağrıları ve yorgunluk da tabloya eşlik edebilir. Cinsel ilişki ile bulaşan enfeksiyon sık sık tekrarlama eğilimindedir. Tekrarlayan enfeksiyonlar daha hafif seyreder. Kadınlarda adet kanamasından 5-10 gün önce enfeksiyon başlar. Kronik bir enfeksiyon olan herpesin kesin tedavisi yoktur, tedavi semptomatik yani virüsün yol açtığı rahatsızlıkların ve ağrının giderilmesini ve oluşan ülserlerin çabuk iyileştirilmesini amaçlar. Herpes enfeksiyonu vajinal ortamı değiştirerek ve cinsel ilişkiyi imkansız kılarak gebeliğin elde edilmesini zorlaştırır.
Gebelikte herpes enfeksiyonları çok önemlidir. Yeni doğanda yaygın herpes enfeksiyonuna ve ensefalite (beyin iltihabı) neden olur. Aktif herpes enfeksiyonu olan gebeler sezeryan ile doğum yapmalıdır.
Genital siğiller;
Human papilloma virüs enfeksiyonları erkeklerde peniste, kadınlarda vajina ve rahim ağzında siğillerin çıkmasına neden olur. Bu enfeksiyonlar vajinanın normal ortamını bozarak gebeliğin oluşmasını engeller, ayrıca virüsün bazı tipleri rahim ağzı dokusunda değişikliklere ve rahim ağzı kanserine neden olabilir. Gebelikte bu tip lezyonlar büyüyerek rahim ağzını kapatır ve normal doğuma olanak vermez. Tedavisinde siğillerin cerrahi olarak çıkartılması veya yakılması gerekir.
Frengi (Sifilis);
Bir bakterinin neden olduğu bu hastalık hayatı tehlike oluşturabilir. Enfeksiyon cinsel temas yolu ile bulaşır. Günümüzde etkin antibiyotiklerin kullanılması ile frengi vakalarında belirgin bir azalma tespit edilmiştir. Gebelikteki frengi vakalarında bebekte etkilenebilir. ve yeni doğanın ağır tabloları ortaya çıkar. Frenginin ilk bulgusu çoğunlukla genital bölgede ağrısız yumuşak kabartılardır. Eğer tedavi edilmezse bu durum kendiliğinden kaybolur ve bakteri vücutta kalıcı olur. Bir süre sonra (3 hafta-6 ay) vücuda yayılan kızarıklıklar oluşur. Genital bölgede gri renkli yaralar belirir ve genel olarak ateş, yorgunluk, boğaz ağrısı ve saç dökülmesi görülür. Enfeksiyon bu dönemde de tedavi edilmezse bir süre sonra vücudun kalp, beyin ve sinir sistemi gibi hayati organlarını etkiler. Enfeksiyon bu aşamada vücutta kalıcı hasarlar oluşturabilir ve hayati tehlike oluşturabilir. Günümüzde frengi teşhis edildiğinde etkin tedavisi mümkündür. Eşlerin birlikte tedavi edilmesi gereklidir.
Genital enfeksiyonların önlenmesi, tanı ve tedavisi
Genital enfeksiyonların hepsi her zaman bulgu vermeyebilir. Bu nedenle düzenli kontroller çok önemlidir. Bazı hastalara üreme kanallarında enfeksiyona bağlı kalıcı hasar oluştuğu söylendiğinde bunu kabullenmekte zorluk çekerler, çünkü enfeksiyon geçirdiklerini hatırlayamazlar. Bu enfeksiyonlara sub-klinik, yani klinikde hiç bir bulgu vermeden oluşan enfeksiyonlar denir. Bu enfeksiyonların tanısı ancak düzenli kontrollerle konulabilir. Vajina ve rahim ağzından alınan örneklerde yapılan laboratuvar incelemeleri ile enfeksiyon etkeni saptanır. Etken olan mikroorganizmanın tanımlanması tedavinin etkili olması açısından çok önemlidir. Uygun antibiyotik kullanımı ile genital enfeksiyonların tedavisinden kesin sonuç almak mümkündür. Kadınlarda geç kalınan durumlarda enfeksiyon karın içine yayılarak pelvik enflamatuvar hastalık olarak adlandırdığımız ateş, titreme gibi sistemik bulguların da görüldüğü ve üreme organlarında kalıcı hasarlar oluşturan klinik tabloyla karşılaşılabilir.
Enfeksiyondan şüphelenildiğinde derhal doktora başvurulmalıdır. Rastgele kullanılan antibiyotikler etken mikroorganizmanın direnç kazanmasına ve tedaviyi daha da güçleştirerek durumun uzamasına neden olabilir.
Genital enfeksiyonlarda tedaviden daha önemli basamak enfeksiyonlardan korunmakdır. Çok eşlilik genital enfeksiyon riskini arttırır. Bu nedenle bazı batılı toplumlarda hijyen (vücut ve çevre temiziği) iyi olmasına rağmen genital enfeksiyonlara sık rastlanır. Evli çiftlerin tedavisinde hem kadının hem de erkeğin değerlendirilmesi ve tedavisi gerekir. Vücut ve yaşanılan çevrenin temizliğine dikkat edilmelidir. Genital bölgenin temizliği abartılmamalı ve genital temizlik için kimyasal içeren ürünler kullanılmamalıdır. Çünkü vücudun tüm mukozal yüzeylerinde (vajina, ağız, burun v.s) flora olarak adlandırılan koruyucu bir mikroorganizma popülasyonu vardır. Aşırı temizlik ile bu mikroorganizmaların uzaklaştırılması enfeksiyonlara zemin hazırlar. Genital bölgeye deodorant sıkılması, kokulu tampon ve pedlerin kullanımı sakıncalıdır. Genital bölgenin nemli kalmamasına özen gösterilmesi gerekir. Bu durum mikroorganizmaların çoğalmasını kolaylaştırır. Bu nedenle pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli ve dar giysilerden kaçınılmalıdır.
Kadın Hastalıkları
- Adenomiosis
- Adet Sancısı (Dismenore)
- Akıntı (Vulvovajinal Enfeksiyonlar)
- Anormal Vajinal Kanamalar
- Asherman Sendromu (Rahim içi yapışıklık)
- Atrofik Vajinit
- Atrofik Vulva Distrofisi
- Bakteriyel Vajinit (Gardnarella Enfeksiyonu)
- Bakteriyel Vajinoz
- Balayı Sistiti
- Candida Vajiniti
- Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)
- Endometrial hiperplazi (Endometrium kalınlaşması)
- Endometrial polipler
- Endometriozis
- Genital Herpes (Genital Uçuk)
- Genital Mikoplazma Enfeksiyonları
- Genital Tüberküloz (Kadın üreme organlarında verem)
- Genito üriner enfeksiyonlar (Vajinal ve servikal enfeksiyonlar)
- Germ Hücreli Over Kanserleri (Yumurtalık Kanseri)
- Gonore (Bel soğukluğu)
- Hiperprolaktinemi (Süt hormonu yüksekliği)
- Hirşutizm (Kadınlarda aşırı kıllanma)
- HSV Enfeksiyonları (Herpes Simpleks Virüsü)
- İnfertilite (Kısırlık)
- Kadın üreme organlarının kanserleri ve erken teşhis yöntemleri
- Kanser testleri
- Kasık ağrısı (Kronik pelvik ağrı)
- Kısırlık (İnfertilite)
- Klamidyoz (Klamidya enfeksiyonları)